12 Eylül 2008 Cuma

G'özüme Çarpanlar-3

Yaratılanı Sevmek

14.yüzyılda yaşamış ve Anadolu’nun çeşitli yerlerini gezen ve izlenimlerini yazdığı seyahatnamesine aktaran Arap seyyahı Tancalı İbni Batuta eserinin bir yerinde şöyle demektedir.

“Dünyanın birçok ülkesini gezdim,insanlarını tanıdım; ama hiçbiri Türkler kadar konuksever,Türkler kadar sevecen ve hoşgörülü değillerdi”

Gerçekten de sevgi,şefkat,hoşgörüyle yoğrulmuş bir yaşam tarzı Türk insanının en belirgin özelliklerinden biridir ve sevgi insanı karşılık beklemeden vermeye iten duygudur.Sevgi insanı özverili olmaya yöneltir.İnsanlar tabii çevresiyle sevgi sayesinde uyumlu hale gelir ve bulunduğu toplumla sevgi sayesinde bütünleşir.

Sevgide karşılık yoktur.Karşılık kendiliğinden oluşur ve kin,nefret,çatışmalar,kavgalar sevgiyle sona erer.Sevgi insanı ve toplumu bütünleştirdiği gibi onları olgunluğa da eriştirir.Bu bağlamda Anadolu’nun Türkleşmesinde ve vatanlaşmasında gönül erlerinin topluma sevgi ve hoşgörüyle yaklaşımlarının önemli katkıları olmuştur ki bu gönül erlerinden biri de kuşkusuz Yunus Emre’dir.(1240-1320)

Yunus Emre kullandığı dili ve hoşgörüsüyle halkla kaynaşmış onlarla adeta senli benli olmuştur.İnsana değer veren,insanı üstün tutan Yunus,insan gönlünün kırılmasına izin vermez.Yunusa göre insan gönlü yüce allahın tahtıdır :

“Gönül çalabın tahtı,gönüle çalap baktı
iki cihan bed-bahtı,kim gönül yıkar ise
Ak sakallı,pir hoca,bilinmez hali nice
Emek vermesin hacca,bir kez gönül yıkar ise”

Anadolu’nun manevi fatihleri olarak anılan gönül erleri kucaklayıcı,sevgi dolu,hoşgörülü bir havayla günlük hayatın içinde Anadolu insanına zorlukları yenmeyi,hayatla mücadele etmeyi,hayatı sevmeyi ve ona bağlı kalmayı öğrettiler.Halkı eli açık,kapısı açık,sofrası açık ve gözü kapalı,diline bağlı hale getirmeye çalıştılar,kaynaşmış ve birbirine güven duyan toplum olunmasını sağladılar.Bunu yaparken insan sevgisini,insan onurunu ve yüceliğini hep ön planda tutmuşlardır.Yunus Emre bu yaklaşımı :

“Elif okuduk ötürü
Pazar eyledük götürü
Yaradılmışı severiz
Yaradandan ötürü “

Dörtlüğünde ne güzel anlatmıştır.

Bu saygı ve hoşgörünün temelinde kuşkusuz Anadolu topraklarında barınan insanların bağlı oldukları dinin emir ve kuralları yatar.

Her Müslüman bilir ki,Allah Rabbi’l-alemindir,bütün alemlerin ve bütün yaratılmışların Rabbisidir.

Yaratılanlar arasında “abes” olan bir şey yoktur.Yüce Allah “la abese” ben abes bir şey yaratmadım buyuruyor.Gene yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “dinde zorlama yoktur” Bir hadis-i şerifte de “zorlamayın,kolaylaştırın.korkutmayın müjdeleyin” buyuruluyor.

Yüce Allah insanı severek yaratmıştır.Ona hem tasdik kabiliyeti hem inkar kabiliyeti vermiştir.İnsanı cezalandırmak ta mükafatlandırmak da bizleri yaratan yüce Allah’a aittir.Kula kul adına karar vermek düşmez.İnsan kendisine lütfedilen aklı,kalbi değerlendirerek yüce yaratıcısını tanımayı,bilmeyi hedef tutmalıdır.Yaradılış mucizesini araştırıp kendini çamurdan arıtmalı,nura yücelmenin yollarını aramalıdır.

Allah’ın rızasını kazanmak insana iyi gözle bakmakla,allahın yarattıklarına iyi davranmakla elde edilir.

Rahmete ermek,merhametle davranmanın sonucudur.Bu da insanı sevmek,insana hoşgörüyle davranmakla elde edilebilir.En azından yaratılanın kimin tarafından yaratıldığının unutulmaması gerekir.

Hacı Bektaşi veli hazretleri “her insan okunmaya değer bir kitaptır” diyerek hoşgörüyü bütün insanlık için genellemiştir.

Gönüller sultanı Mevlana da “insanı sevmek Allah’ı sevmektir.İster ateşe tap ister puta,ister yüz kere tövbe et,ister yüz kere bozmuş ol tövbeni,umutsuzluk kapısı değil bu kapı,nasılsan öyle gel” diyerek tüm insanlığı din,dil,ırk farkı ayırtmadan Allah’ın birlik ve sevgi sofrasına çağırır.

Neticede gönül erenleri insanları karşılıksız kucaklamıştır.beklemeden sevmiş,mutluluğun kaynağını kendi içinde aramış,karşılığında sevilmeyi taktir edilmeyi umduğu için değil sevdiği için sevgi dağıtan,ben değil biz diyebilen,paylaşmasını bilen ve paylaşmaktan zevk duyan kişilerin oluşturduğu bir toplumun temellerini oluşturmuşlardır.

Seven insan hayata bağlıdır,kendisine ve çevresine saygılıdır.

Sevgiyle kalın…

Telve


Kaynaklar
1-Ahmet Vehbi ECER-Anadolu’nun Sevgiyle Vatanlaşması
2-Sevgi ve Hoşgörü Kaynağı Yunus Emre-Semih Sergen
3-1995 Dünya “Hoşgörü-Manas-Abam Yılı ve I.Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı Bildirileri-Hoca Ahmet Yesevi Vakfı Yayınları
4-Türklerde Hoşgörü ve Bunun Türk sanatlarına Yayılması-Atanur Meriç

2 yorum:

Erol Yurderi dedi ki...

Bu güzel yazı için çok teşekkürler...

Hayat dedi ki...

Oluşturmaya çalıştığınız seriyi beğeniyle izliyorum. Katkılarınız için size ve tüm ekip arkadaşlarıma teşekkürü borç bilirim.
Sevgiler...
Hayat