10 Eylül 2008 Çarşamba

G'özüme Çarpanlar-2

Mevlâna’dan
Bir gün :“Yetmiş iki milletle dostum.Yetmiş iki millet sırrını benden işitir” demişti Mevlâna.

Devrin bağnazları hemen atılmışlardı :“Nasıl olur.Mevlâna gibi bir müslüman,yetmişiki milletle dostum,nasıl der.Bunun hristiyanı var,kâfiri var…”Hele içlerinden birisi o kadar öfkelenir ki,o sırada yoldan geçen Mevlâna’ya : “ Hey sen… Yetmişiki milletle dostum demişsin,öyle mi ?” diye bağırınca Mevlâna : “Evet söyledim ne olmuş” cevabını verir,adamın öfkesi daha da artar,ağzına geleni söyler.

Mevlâna sakin.Sonunda adama : “Sözlerin bitti mi” der.Adam : “ Daha ne olsun,bitti deyince” Mevlâna,o geniş yürekliliği ile adama : “seninle de dostum,senin söylediklerinle de…” der demez,adam şaşkın,Mevlâna’dan öfkeli sözler beklerken tatlı bir tebessüm,yumuşak bir sesle “seninle de dostum” diyen büyük insanın ellerine kapanır,özür dilemeye başlar…

Mevlâna :“İki arı da bir çiçeği emer.Biri bal yapar,öteki zehir.Neden söz balıyla petekler örmez insanoğlu.İlla bar arısı mı olması gerek.

Bu kısa yazıyı Mevlâna’dan bir dörtlükle bitirelim

Beri gel, daha beri, daha beri.
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle ?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek ?
Sen bensin işte, ben senim işte.

Dostlukla kalın…

Hiç yorum yok: