25 Eylül 2008 Perşembe

G'özüme Çarpanlar-7

Ramazan Sohbetleri

Hanımlar da,evin harem bölümünde ,kendi aralarında iftarlar tertiplerdi.Küçük çocuklarını da getiren hanımlar için oruçlar açılıp namazlar kılındıktan sonra eğlence faslı başlardı.Önce masallar anlatılır,sonra bilmeceler sorulur,sonra yüzük oyunu oynanırdı.Bu sohbetler,bazen sahur davulunun duyulmasına kadar sürer,davul sesi ile herkes evine dağılırdı.

Bir de sadrazam ve şeyhülislam konaklarında verilen iftarlar vardı.Burada bütün Ramazan boyunca büyük bir cömertlikle kapılar herkese,bilhassa fakir fukaraya açık olurdu.

Böyle konaklara bazen padişahın da habersiz iftara gittiği olmuştur.Ondokuzuncu Asır başlarında Şeyhülislam Dürrüzade Abdullah Efendinin Üsküdar,Doğancılar’daki konağına devrin Padişahı İkinci Mahmut,epey bir kalabalıkla iftara gelmişti.Dürrüzade ile iftar etmiş,bilhassa yemeklerin getirildiği zarif tabakları pek beğenmişti.Arkadan gelen hoşaf kaselerinde o zarafeti göremeyince,ev sahibi izah etmişti : Efendim,hoşafın tadı bozulmasın diye buzu içine atmıyorlar,buzdan yapılmış kaselere koyuyorlar mutfakta. “Ne zaman Dürrüzade’den bahis edilse,İkinci Mahmut, “Zarif adamdır” dermiş.”

Ramazan gecelerinde mahyalarda sadece yazı değil,gül,şebboy,kız kulesi,gemi resimleri görmek de mümkündü.Adeta ışıktan çizilen bu resimleri meydana getirmek büyük ustalık isterdi.Kadir ve arefe gecelerinde,minareler külahından şerefenin altına kadar aydınlatılır ve buna “minareye kaftan giydirmek” denilirdi.

Ramazan ayında Müslüman Türk ailesi büyük sahabe Eyup Sultan’ı mutlaka ziyaret ederdi.Bu ziyaretlere götürülen çocuklar,Eyüp’ün meşhur oyuncaklarından,kuş lokumlarından alınarak sevindirilirlerdi.

Osmanlıda Aile Hayatı
Halûk Sena Arı Sayfa : 77

Hiç yorum yok: