Dünü ve Bugünü ile Toplumumuzda Ramazan-I
Ramazan,gufran ayı,mağfiret ayı,rahmet tecellilerinin sağanak sağanak,kulların üzerine yağdığı ay.Açlığı,susuzluğu kendi nefsinde hissedenlerin fakirlere,yoksullara,hasta,dul ve yetimlere daha merhametli davrandığı günler.
Fani nimetlerin bir gün insanın elinden alınabileceğini de gösteren oruç ibadeti aslında bir sabır imtihanı.O yüzden ramazan’ın bir ismi de şehr-i sabır yani sabır ayı.Ramazan’ın kelime manası “yanmak”.Bu ayda oruç tutup tövbe edenlerin günahları yanıyor.Günahlar erirken kişi ruhen yüceliyor.sabır ve iradesini kullanmaya alışan insan bir ahlak güzelliğine erişiyor.Kendi arzusu ile sırf Allah rızası için bütün nimetlerden uzaklaşan insan,nefsi ile çetin bir mücadele içindedir.Sabır ve sebatını,irade ve azmini kullanan insan elbet mükafatını da görecektir. Nitekim şair bunu şöyle anlatıyor :
“Ramazan gele,açıla cennet kapısı”
Ramazan,dini hayatın sadece ferdi olarak değil,toplum olarak da yaşandığı bir ay olduğu için,tesiri bütün toplumda görülmektedir.Mukabeleler,teravihler,fitre ve zekat vermeler insanları birbirleri ile daha çok kaynaştırır.Oruçlu orucunun sevabını kaybetmemek için,”ben oruçluyum” der ve münakaşayı terk eder,gıybet etmez,kalp kırmaz,hak yemez.Nitekim istatistikler,Ramazan ayında suç oranlarının azaldığını göstermektedir.
On bir ay daha çok madde ile uğraşan insan,Ramazan’ın gelmesi ile kendisini bir mana ikliminin içinde bulur.Erdiği ruhi huzur etrafına da yansır.Onu,başkalarını daha çok düşünmeye sevk eder.Bu ayın gelmesi ile yardımlaşmalar,gözle görülür bir şekilde artmaktadır.Herkes bir pide ile olsun oruçlu kardeşine bir şeyler ikram etmeye çabalar.
İftar vakti,oruçlunun sevinç zamanıdır.Bu sevinç fırsatını kaçıranlar da etrafa sinen ruhani havadan etkilenir.Nitekim Rahmetli Yahya Kemal,bunu mısralarında itiraf etmiş.Şair, “Üsküdar’da Ramazan” şiirinin son mısralarında duygularını şu şekilde anlatıyor :
Top gürleyip oruç bozulan lahzadan beri,
Bir nurlu neş’e kapladı kerpiçten evleri.
Ya Rab,nasıl ferahlı bu alem,nasıl temiz.
Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neş’esiz.
Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı
Hadsiz yaşattı ruhuma bir gurbet akşamı
Bir tek düşünce oldu teselli bu derdime
Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
“Onlardan ayrılış bana her an üzüntülüdür.
Madem ki böyle duygularım kaldı,çok şükür”
Osmanlıda Aile Hayatı
Halûk Sena Arı Sayfa : 71-72
Devam edecek…
Dünyanın Döngüsü Hep Mi Aynı?
-
Okuduğumdan beri hiç aklımdan çıkmıyor. Peru'daki arkeologlar, üç antik
kültürün güç merkezi ve İnka öncesi bir efsanenin merkezi sayılan kuzey
kıyısındaki...
6 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder