4 Eylül 2008 Perşembe

Dört Mum




Bir odada dört mum sessizce yanıyordu. O kadar derin bir sessizlik hüküm sürüyordu ki odada, aralarında fısıltı şeklindeki konuşmaları bile rahatlıkla işitiliyordu.

1.Mum "Ben Barış’ım" dedi. “Ancak kimse benim sürekli yanık kalıp, etrafıma ışık saçabilmeme yardımcı olmuyor. Artık sönmek üzereyim…” Ve sessizce karanlığa gömülüverir…

2.Mum "Ben İman’ım" der. "Ama artık gerekli olduğuma inanmıyorum.. Yanık kalmamın da bir kıymeti kalmadı..” diye eklerken hafif bir esinti ışığını söndürüverir.

3.Mum çok üzgündür. "Ben Sevgi’yim" “ama etrafıma ışık verecek gücüm kalmadı. İnsanlar beni hep kenara itiyorlar. Kendilerine en yakın olanları bile sevmemeye başladılar”. Sessizce söner gider Sevgi mumu…

O sırada içeri aniden bir çocuk girer. 3 mumun söndüğünü görünce sebebini sorar ve niçin sonuna kadar yanmadıklarına hayıflanarak ağlamaya başlar.

4.Mum, yumuşak ve yatıştırıcı sesi ile çocuğa ağlamamasını söyler. ” Korkma ben etrafıma ışık saçtığım sürece diğerleri yeniden yanarlar ve onlar da aydınlatmaya devam ederler. Zira, "Ben UMUD’UM !

Gözleri parlayan çocuk umud mumunu alır ve diğerlerini sevgiyle teker teker yakar.

İçinizdeki umud mumunun saçtığı ışığı asla söndürmeyin. Kücük çocuk gibi diğer sönmek üzere olan üç mumun da sürekli yanık kalmaları icin çaba harcayın…



Internet: Kaynak bilinmiyor

Hiç yorum yok: