Ruhun ne sevilmeye ne de sevmeye ihtiyacı vardır. O sadece sever ve sevgisini sunmak ister. Sevilmenin peşinde olan egodur sadece.
İnsanın en derin ve en gerçek özlemi sevgi arayışıdır, derler.
Doğrudur... Ama dikkatli olmak lazım. Çünkü insanların çoğu ne yazık ki sevgi arayışı sandıkları şeyin tek boyutlu olduğunu ve asıl derdinin sevilmek olduğunun farkında bile değiller.
Ego sevilmek, çok ve hep sevilmek ister. Koşulsuz sevgiyi de sadece kendisi için ister.
Egonun ihtiyacı sevilmek, ruhun ihtiyacı ise sevgiyi ifade etmektir.
Ruhun ne sevilmeye ne de sevmeye ihtiyacı vardır. O sadece sever ve sevgisini sunmak ister.
Sevilmenin peşinde olan egodur sadece.
Ego, her ne kadar dilinden sevgiyi eksik etmese de çok sever görünsede hiç bilmez sevgiyi… Onun sevgiyi bilmesi için kendisini yok etmesi gerekir. Bunun içindir ki her şeyi kuşatan saf sevginin yerine, sevmekve sevilmek diye aslında olmayan bir ikilik yaratır ve bu ikiliden sadece sevilmenin peşine düşer.
Varlığını buna borçludur bir bakıma… Sevdiği başkasını tercih ettiğinde kahrolan da egodur, artık sevilmediği için ortalığı kasıpkavuran da…
Ruhun hiç umurunda değildir sevilmek , o her koşulda sever ve sevgisini ifade edebilmek için çırpınır. Sevdiğiyle uğraşıyorsa eğer,ona sevgisini aktarmak içindir bu. Bütün çıplaklığıyla kendisini, yani sevgiyi sunmak için çabalar…
Ama bir noktada vazgeçer, bırakır uğraşmayı. Bu, karşısındakine sevgisini aktarabilmek için mümkün olan her şeyi yaptığına inandığı andır. İşte o andan sonra kenara çekilir. Karşıdaki ne yaparsa kabulüdür artık onun. Sevgisini sunmuştur bir kere ve bu yeter ona; gerisi sevdiğinin bu sevgiyi kabul edip etmemesine kalmıştır.
Ya benim olursun, ya kara toprağın, demez asla ruh. Sevdiğinin kendisi için acı çekmesinden haz alan, onsuz sürünmesini isteyen sadece egodur. Sevdiği olmadan yaşayamayacağını söyleyen de sevdiği kendisinin olmadı diye cana kıyan da egodur.
Ruh, sevdiğinin yaşamasını, iyi ve mutlu yaşamasını ister.
İnsanın en derin ve en gerçek özlemi sevgi arayışıdır, derler.
Doğrudur... Ama dikkatli olmak lazım. Çünkü insanların çoğu ne yazık ki sevgi arayışı sandıkları şeyin tek boyutlu olduğunu ve asıl derdinin sevilmek olduğunun farkında bile değiller.
Ego sevilmek, çok ve hep sevilmek ister. Koşulsuz sevgiyi de sadece kendisi için ister.
Egonun ihtiyacı sevilmek, ruhun ihtiyacı ise sevgiyi ifade etmektir.
Ruhun ne sevilmeye ne de sevmeye ihtiyacı vardır. O sadece sever ve sevgisini sunmak ister.
Sevilmenin peşinde olan egodur sadece.
Ego, her ne kadar dilinden sevgiyi eksik etmese de çok sever görünsede hiç bilmez sevgiyi… Onun sevgiyi bilmesi için kendisini yok etmesi gerekir. Bunun içindir ki her şeyi kuşatan saf sevginin yerine, sevmekve sevilmek diye aslında olmayan bir ikilik yaratır ve bu ikiliden sadece sevilmenin peşine düşer.
Varlığını buna borçludur bir bakıma… Sevdiği başkasını tercih ettiğinde kahrolan da egodur, artık sevilmediği için ortalığı kasıpkavuran da…
Ruhun hiç umurunda değildir sevilmek , o her koşulda sever ve sevgisini ifade edebilmek için çırpınır. Sevdiğiyle uğraşıyorsa eğer,ona sevgisini aktarmak içindir bu. Bütün çıplaklığıyla kendisini, yani sevgiyi sunmak için çabalar…
Ama bir noktada vazgeçer, bırakır uğraşmayı. Bu, karşısındakine sevgisini aktarabilmek için mümkün olan her şeyi yaptığına inandığı andır. İşte o andan sonra kenara çekilir. Karşıdaki ne yaparsa kabulüdür artık onun. Sevgisini sunmuştur bir kere ve bu yeter ona; gerisi sevdiğinin bu sevgiyi kabul edip etmemesine kalmıştır.
Ya benim olursun, ya kara toprağın, demez asla ruh. Sevdiğinin kendisi için acı çekmesinden haz alan, onsuz sürünmesini isteyen sadece egodur. Sevdiği olmadan yaşayamayacağını söyleyen de sevdiği kendisinin olmadı diye cana kıyan da egodur.
Ruh, sevdiğinin yaşamasını, iyi ve mutlu yaşamasını ister.
-Alıntı-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder