17 Ekim 2008 Cuma

Sevmek, bağlanmak, incelikler üzerine bir deneme...


Yaşamak sadece sevmektir, inan bana.
Sevmeyenler dünyamızda yaşamıyor.
Yaşamak suda, toprakta, insanlarda görünerek;
bir zeytin ağacı gibi.
Bir zeytin ağacı gibi, ne güzel
denize yakın olacaksın,
uzayan dallarında, yapraklarında ışık
ta derinlerde köklerin.
Bir zeytin ağacı gibi, bin yıl severek
yaşamak her gün...

Arif DAMAR

Sevmek, ama Allah c.c. için sevmek... Karşılıksız, umarsız...
Hep karşımızdakinden bekliyoruz, niye? Sevmeden,gerçek anlamda sevilemezsiniz.Onaylamadan, onaylanamazsınız.Takdir duygunuz yoksa, takdir edilmeyi niye bekleyesiniz?
Vermek.. konu başlıklı bir alıntı yazım vardı şimdi aklıma gelen..

Bir yazı daha, okuması zor oluyor böyle uzun yazıları, biliyorum ama yetmiyor hissettiklerimi anlatmaya..Yine de yetmiyor.
Sanırım, yaşamadan öğrenilmiyor böylesi duygular.. Dahası, isyana mı itaate mi yöneleceğiniz de ayrı bir konu, bu öğretilerin sonucunda..Öğrenemeyebilirsiniz de...
Ben heyecanlı küçük çocuk..Ben, her şeyi kendi bildikleri doğrultusunda yapabileceğini sanıp, güzel bir ders almış arkadaşınız..İnatçı, benliğini hâlen yenememiş, kendini eleştirmekten de geri durmayan ve doğruya yönelmeye çalışan..Yine.. Yine çalışan, deneyen...
Özde iyi olduğunu sanan, eksiklerini de gördüğünü düşünen, günümüz şartları için ekstra varsayılsam da olmak istediğimden uzak olduğumu düşünen bir sade vatandaşım işte...
Tek bildiği, 'bir şey bilmediği' olan... : ))
'Yeterli' olmasa da, bilmek 'gerekli'dir.
Aramakla bulunmasa da,bulanlar arayanlardır.. diye düşünen...
Bununla birlikte 'Bilmek mutsuzluktur.' düşüncesini de yadsıyamayan...
Kendi içinde çelişkileriyle, eksiklikleri, yanlış- doğru bildiğini zannettikleriyle, 'Yüreğine' sorarak yön bulmaya çalışan birisi...
Dileğim o ki, iyiye, doğruya, güzele dair olsun yolculuklarımız, varışlarımız, hep birlikte...(Âmin)
Hayat
...
Sevginin Etkisi
Sevgiyi incelediğimizde, onun bitmez tükenmez bir kaynak olduğunu keşfederiz. Bu kaynak sayesinde fiziksel, ruhsal ve tanrısal dünyaların değişik ortamlarıyla haberleşebiliriz. Daha önce de gördüğümüz gibi, tüm enerji titreşimleri kendilerini değişik frekanslarda gösterirler. Demek oluyor ki, sevginin gücü, iç dünyamızın kuvvetlerinden çok daha etkili (yüksek ve hızlı) titreşimler sergilerler. Bu gerçeğin farkına vararak, onların günlük yaşamımızda kendilerini ortaya koymalarını keşfedebiliriz. Sevgi, özgürlük kaynağı
Sevginizin ateşini körükleyin, sizi boğan ve sizin hareketinizi kısıtlayan bütün bağları yakıp yok edin. Sevginizin parıldayan ışığı utanma, acı ve korkuların barındığı karanlık bölgeleri de yok edececektir. Işığın belirmesini sağladığınız anda, tüm bu saydıklarımızın kaybolduğunu göreceksiniz!.Sevgi, korkunun karşıtıdır. Kişi kendini üzgün, bunalımda veya yalnız hissediyorsa, bu onun sevgi eksikliği yaşaması yüzündendir. Eğer sevgisinin ateşini biraz olsun canlandırabilirse, küllerden tekrar doğduğunu ve yeniden parıldadığını görürsünüz. Düşmanlığa karşı sevgi Kişi kendini sevmeyi ve içindeki yaşam ateşini körüklemeyi öğrendiği zaman, bu ışığı başkalarına da yayabilir. Düşmana karşı beslenen sevgi, tümüyle özgür hareket eden ileri seviyedeki ruhlardan ödünç alınmış bir yöntemdir. Bildiğiniz gibi, sevginin gücü sınırsızdır ve her tarafta bulunur. Üstad Peter Deunov, bu konuyu şöyle dile getirmiştir. “Sevgi yolu, tehlikesizce yürüyebileceğimiz tek yoldur. Aşk kuvvetlidir, yolu üzerinde karşılaştığı tüm engelleri yokeder. Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır.” Sevgi eksikliği Sevgi eksikliği, kendini, içimizde hissettiğimiz büyük bir boşlukta gösterir. Sevgisiz kişi kayıtsız olur. Doğdukları andan itibaren, herhangi bir insanla iletişim kurmamış, en ufak bir sevgi almamış çocukları düşünün. Onları yaşamdan, ışıktan yoksun, boş gözlerle bakarken görürsünüz. Yine yaşam içinde, çökmüş, hasta dolaşan bu yetişkinler, yaşam kaynağı olan sevgiden kopukturlar. Kişinin mutluluğu, sevginin gizemli ateşine sahip olduğunun bilincinde olmasına bağlıdır. Bu ateş, güzel veya çirkin, herşeye bir anlam verir. Ruh, bu bağlantıyı kurduğunda, ışık yaymaya başlar. Konuya yine Peter Deunov ile devam edelim. “Cennet sevgidir. Sevgi müziktir. Tanrısal sevgiye daldığınızda ve titreşimlerini hissettiğinizde, hayatın senfonisini anlayacaksınız. Bir çiçeği güneş ışığından uzaklaştırınca, peşinden meydana gelen büyük değişikliği bilirsiniz. Bir varlıktan sevgiyi alırsanız, yine aynı sonucu elde edersiniz.”
Sevgi eksikliği, kişiyi, korku, üzüntü, hastalık, nefret gibi olumsuzlukla yüklü güçlere karşı korumasız bırakır. Kalbinizi sevgiye açın ve aynı anda, ışıktan kaçan bu istilacıları derin karanlıklara doğru kovalayın. Yeni yaşam
Şu anda içinde bulunduğumuz çağ, güneşin doğuşundan önceki döneme benzer. Karanlık dağılır, kuşlar ötmeye başlar, tan kızıllığı dağın zirvesini okşar. Kendimizi yücelme anında buluruz: güneş doğar, aşk kendini gösterir.
“… eski yaşamda, aşk neşeyle başlar ve acıyla biterdi. Yeni yaşamda, aşk neşeyle başlar ve öyle kalır. Sevgi ve Neşe, Barış’ı doğurur.
Sevgi tüm insanları birleştirecek yepyeni bir kültür oluşturacaktır. Sevgi, tüm varlıkları büyük bir uyum içinde birleştirir. Sevgi yaşama mükemmel bir birlik getirir. Tüm insanların düşüncelerini ve kalplerini birleştirir ve adına sevgi dediğimiz olguyu bütün kozmoza işler. Hepimiz içimizde her gün bizi biraz daha canlandıran bu alevi hissediriz. Üstad Peter Deunov bize yaşamaya başladığımız bu yeni dünya hakkında şunları söylüyor: “Dünyayı yeniden oluşturacak ve düzenleyecek olanlar, aydınlanmış ve bilinçli varlıklardır. Bilgi ve aşk’ın yasalarına göre, dünyamızda zengin ve yoksulların yardımlaşacağı, bilgi ve cahillerin eşit olacağı, genel, yeni bir kardeşlik doğacaktır: Bu yepyeni bir kültür olacak ve sevgi şimdi bizi bu kültüre katılmaya çağırıyor. Onu dinlemeye, onun için çalışmaya hazır mısınız? Çağımızın büyük acıları ve düzen bozuklukları, tıpkı büyük bir kültürün doğum sancıları gibidir. Bu patırtının ve kargaşanın ortasında kişide evrensel sevgi fikri doğacaktır. Güçlü kaynaklar, insanların kalplerinden akacaktır. İlerlemenin yasaları böyle haber veriliyor. Kişinin bilinci, belli bir gelişme düzeyine geldiğinde, sevgiye çevrilecektir.
Bu sevgi enerjisinin galip geleceği, daha iyi bir dünya umuduyla…“Ben Enerjiyim!.” adlı kitaptan alıntıdır.
Ben Enerjiyim!. Chislaine D. MartelÇeviren. Arzu ÜnelArıon Yayınevi, İstanbul, Kasım 1995
...
Aşağıya alıntıladığım şiirde de eğer İslâm öğretilerinin süzgecinden geçirilebilinirse, ilginç ve önemli bulduğum 'vurgu' lar var gibi geldi bana...Hoş bir sentez oluşabilir zihinlerde... ...
bağlanmayacaksın körü körüne..
bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne
o olmazsa yaşayamam demeyeceksin
demeyeceksin işte, yaşarsın çünkü
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela,o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni,senin o'nu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.çok sahiplenmeyince,çok ait de olmazsın
hem.
çalıştığın binayı,masanı,telefonunu,kartvizitini...
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilrmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde, paldır küldür yürüyebileceksin.
illede birşeyleri sahipleneceksen, çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri
sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,güneşi, ayı, yıldızları...mesela kuzey
yıldızı, senin yıldızın olacak.
''o benim'' diyeceksin..mutlaka sana ait olmasını istiyorsan birşeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.ille de birşeye ait olacaksan ,renklere ait
olacaksın.
mesela turuncuya,ya da pembeye, ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin
kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın.ucundan tutarak...
CAN YÜCEL
...
Nil ile konuştum bugün...Hoş bir konuşmaydı. Bebeği ile ilgileniyor.yazmaya vakit bulamadığından dem vuruyor.Seni bile doğru düzgün izleyemiyorum ve biliyorum ki 'seni kaçıran, hayatı kaçırıyor' diyor. Tekrarlattım bu sözü ve epeyce gülüştük. : ))
Ne demezsiniz..Hayatı ve 'Hayat' ı tanımaya, anlamaya çalışanların en başında olmaya çalışanlardan birisi olarak, gülümsüyorum yine..O kadar...

Söz... Anlayabildiklerimi sizlere de anlatmaya çalışacağım inşallah...

Bu konuda ne yazsam eksik kalacak, gün be gün tamama yaklaşabiliriz belki birlikte
...
Sevgilerle... : ))

Hayat

Hiç yorum yok: