3 Aralık 2008 Çarşamba

KRAL ve EŞLERİ

KRAL ve EŞLERİ

Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralın 4 eşi varmış.
Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez,

her şeyin en güzelini en iyisini ona verirmiş.
Kral üçüncü eşini de çok severmiş. Bu güzelliğin bir gün kendisini terk
edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş.

İkinci eşini de severmiş kral. Kendisine karşı her zaman iyi ve sabırlı
davranan eşi, kralın ne zaman bir derdi olsa daima onun yanında
bulunur sorunun çözümünde ona destek verirmiş.

Kraliçe olan birinci eşiymiş kralın. Onu en çok seven, karşılık beklemeden seven, sağlığına ve hükümranlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen, kral birinci eşini sevmezmiş ve

onunla hiç ilgilenmezmiş.
Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Yakında öleceğini
anladığı ve öldükten sonra yapayanlız kalmaktan çok korktuğu için,
eşlerinden hangisin ölüm yalnızlığını kendisi ile paylaşmak
isteyebileceğini öğrenmek istemiş.

En çok sevdiği dördüncü eşine

ölüm yolculuğunda kendine eşlik etmek ister mi diye sorduğunda aldığı yanıt kalbine bıçak gibi saplanan kısa ve net

“mümkün değil" olmuş...

Hayatım boyunca seni sevdim.

Sen benimle birlikte ölmeyi kabul eder misin sorusuna

üçüncü eşi de

"hayır, hayat çok güzel. Sen ölünce ben yeniden evleneceğim" diye yanıt vermiş.

Kral bir kez daha yıkılmış.

Her sorunumda her zaman yanımda olan bana yardım eden sendin,

bu sorunumda da bana yardımcı olur musun talebine karşı

ikinci eşinden;

"bu sorunun için hiç bir şey yapamam,

olsa olsa sana mezarına kadar eşlik eder,

güzel bir cenaze töreni yaptırır ve yasını tutarım"

karşılığını almış.

Büyük bir hayal kırıklığı yaşamakta olan kral birinci eşinin sesi ile irkilmiş.

"nereye gidersen git seninle olurum, seni takip

ederim..."
Ah diye inlemiş kral;

"keşke bir şansım daha olsaydı..."

Yaşamda hepimiz 4 eşliyiz aslında;

Onun güzel görünmesi için ne kadar zaman, kaynak ve çaba

harcarsak harcayalım öldüğümüzde bizi terk edecektir.

Dördüncü eşimiz vücudumuz.


Üçüncü eşimiz sahip olduğumuz servetimiz

ve statümüzdür.

Ölür ölmez başkalarına yâr olacaktır.

İkinci eş, ailemiz ve dostlarımızdır.

Tüm sorunlarımızı paylaştığımız bu kişilerin en son yapabilecekleri şey

bu dünyadan gözleri yaşlı bizi uğurlamak olacaktır.

Bizimle gelir...

Birinci eş ise ruhumuzdur.

Unutmayın;

*Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü yapar.

*Kazandıklarımız değil, biriktirdiklerimiz bizi zengin yapar.

*Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar.

*Başkalarına verdiğimiz öğütler değil,

bizzat uyguladıklarımız bizi insan yapar...

Alıntı

3 yorum:

Tijen dedi ki...

Evet evet ruhumu seviyorum!
(Erol arkadaşımın mesajını ilettiğin için çok teşekkürler)

anneminkizıyim dedi ki...

Canim harika bir yazi bu, ellerine saglik. Insanin ruhunu sevmesi ne güzel dimii...
sevgiler

Unknown dedi ki...

merhaba..
dinlemekten ve okunmaktan bıkılmayacak bir hikaye..
ne mal ne mülk..de dost ne arkadaş..
yanımızda götüreceğimiz tek şey amellerimiz...ruhumuz...
hayatta attığımız adımlarda hep bu yolculuğa endeksli olmalı tabii.ne kadar başarabilirsek..
çok doğru yazmışsınız.insan öğüt vermeye kalkışmışsa önce3 kendi uygulamalı..yüreği nefretle,kinle dolmuş hırsına gem vuramayan bir insan ne kadar iyiklikten söz etsede ikna edici olamazki..
bir hikaye vardır.sürekli bal yiyen bir çocuk varmış.başka hiç birşey yemediği için ailesi alim bir zata götürmüşler.başka gıdalarda yesin diye nasihat etmesi için.alim zat demişki kırk gün sonra gelin.kırk günün sonunda tekrar gittiklerinde çocuğa sadece başka yiyeceklerde yemesi gerektiğini söylemiş alim zat.çocuk herşeyi yemeye başlamış.merak etmişler ve sormuşlar.bu nasıl oldu diye.alim zat demişki;ben 40 gün süre ile bal yemedimki,nasihatim tesir etsin.
aynen bunun gibi değilmi?
öğüt vermeyi sevmem zaten.önce herkes kendine, ruhuna vermeli öğüdü..nasihati..
ama ben söylerim...üstüne alınan olursada ne diyeyim..bunada yaraya gocunma demezlermi?

insan olduğum için,Rabbimin yüreğime hırs,kin ve nefret duygularını yerleştirmediği için,
Rabbimin adaletine güvenimden doğan içimdeki ferahlık için, YARADANIMA BİNLERCE ŞÜKÜRLER OLSUN...

BAYRAM SÜRESİNCE BURADA OLMAYACAĞIMDAN ŞİMDİDEN SİZE SEVDİKLERİNİZLE GEÇİRECEĞİNİZ MUTLU BİR BAYRAM DİLİYORUM..
HERŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN...
SEVGİYLE KALIN..