24 Ağustos 2009 Pazartesi

Göktürk' le başlayalım...Meryem (Ülker) de bir gün...

Göktürk' le başlayalım...Meryem (Ülker) de bir gün...

Geçen hafta, Ramazan öncesi son 'hovarda'lığım.. ;)
Eczane çıkışı ilk kan iğnemi hastanede yaptırıyor ve doğruca Göktürk' e yollanıyorum.
Özlemişim Meryem (Ülker) i...
Tedavi görüyor, yazmıştım. Kemik iliği metastazı var, şu an için düzelmiş gibi olsa da... :(
Ne hayâllerimiz vardı, değil mi Ülker, buraya gelirken?
Birbirimize sık gelip- gidecektik, her Cuma Eyüp Sultan Hz. ni ziyaret edecek, sonra da Pierre Loti' de kahvemizi yudumlayacaktık seninle...
Hangi rüzgârların önünde savruluyorduk farklı yönlere...
Genelde uyuyor şimdilerde, konuşma sırasında bile esneme sesleri dikkatinizi çekecektir.
O akşam 19- 20.00 sularıydı gittiğimde.Uykudan yeni kalkmış.
Bir hoş-beşten sonra bahçeye girdik hemen.. Karanlık çökmeye başlamış, kayıt iyi değil o yüzden.
Korkuluğuyla başlayayım, kendisi hazırlamış, becerikli, meraklı böyle şeylere...


ülker hülya canan 060
by hayateylul


Bahçede mısırlar, domates, biber, patlıcan, karpuz, fasulye, bol miktarda, o görüntüleri yayınlamıyorum.
Topluyoruz sebzelerden ve elma ve kara erik (mürdüm) aramaya gidiyoruz arazinin diğer yönüne doğru...
Karanlıktan bir şey göremeyip dönüyoruz eve ama gece mavisi rengi, gece sesleri etkiliyor beni kayıtta...


Göktürk, Meryem 061
by hayateylul


Akşam, dışarıda oturuyoruz. Ortalık kedi dolu, üç de köpek gelecekmiş.
Ayağını uzatması gerekiyor otururken, ufak ir yağ bezesi operasyonu olmuş yeni...
Patchwork' e (kırkyama) döndüm diyor.
Kedi ayağını acıtınca 'Ah! ayağım... diyor, yankı gibi tekrarlıyorum:
'Ah!Ayağı...'


ülker Göktürk 065
by hayateylul


Sabah, namaz sonrası uyumuyorum.Bahçeye çıkıyorum.Akşam da ördekler karşılamıştı beni.Önümden kaçıp duruyorlardı.
Sabah bir fasıl daha görüştük onlarla... : ))
Kedi maması yiyorlar, en çok onu beğenmişler.
Arkadaşın eşi ve oğlu memlekete gitmişlerdi. Zâten geç gittiğim için, dönmek zor geldi bana.
Oğluma telefon açtım.Beni alabilirsen geleyim yoksa Ülker' de kalacağım.. diye...
'İyi uykular sana anneciğim : )' diye cevapladı.
Bu arada Hülya telefon açtı. Geldiğim ildeki yan komşumun kızı. Hikâyesi: Elif' le geçmişe yolculuk' ta...
Beni görünce annesini hatırlamış, neyse, onun hikâyesi beklesin şimdi.
Ertesi sabah görüşmek üzere bağladık telefon görüşmesini.


Göktürk, Meryem 067
by hayateylul


">Konu 40 lı 50 li yaşlarda insan psikolojisi...
O yaşlarda geriye dönüp bir hesap yapar insan..diyordu Psikolog arkadaşım.. Hedeflerini düşünür ve ne kadarını gerçekleştirebilmiş olduğuna bakar.Şunu aldım bunu yaptım veya alamadım, yapamadım.. diye düşünür.20- 30 yılı tek bir yıla sığdırmaya, bütün yapamadıklarını yapmaya uğraşır çok kısa bir sürede...
Bu yaşlar aynı zamanda çocukların büyüdüğü ve buna bağlı ergenlik vs. sıkıntılrının yaşandığı, ebeveynler hayatta ise onların da hastalık, yaşlılık vb. problemleriyle ilgilenilmesi gereken yaşlardır.
Kadın (Özellikle) bu iki kuşağın sorunları arasında sıkışır, buna sandviç etkisi deniyor, yanılmıyorsam..
Arkadaşıma söyletip kayda almaya çalışıyorum ama, ikinci kez söylemedi işte... : ))


ülker hülya canan 069
by hayateylul



Sabah, bahçeden topladığım domates, biberlere 1 yemek kaşığı sıvı yağ ve 1 diş sarmısak ekleyip soteliyorum.
Mmmmm... Beğeniliyor tabii ki...
Kimin bahçesinin ürünleri (tümüyle doğal) ve kimin eli değmiş, hıh... ;)

Sabahın 08.24' ünde -30 bile değil, dikkat! : ) - Cemâlnur Sargut hanımı arıyorum.
Tanıştırmıştım Ülker' le onu...
Çok da iltifat etmiş, eliyle yemek yedirmişti, bir yazım var o güne dair.
-Rahatsız etmediğimi umarım efendim, diye giriyorum söze.Bugün için programınız neydi acaba?
-Kur'an-ı Kerîm çalışmalarıma yoğunlaştım. diye cevaplıyor beni.
-Bakın, kiminleyim? deyip Ülker' e uzatıveriyorum telefonu.
Mahcup bir sesle, 'Rahatsız etmemişizdir inşallah' diyor Ülker..
Konuşuyorlar bir süre...
Telefonu kapattıktan sonra, 'Hep gelmesini istiyordun buraya. Bu konudan söz etmiştim ona da geri çevirmemişti sağ olsun.Çağırsan belki gelirdi bugün' diyorum.
-Ay, yok..O geldiğinde çağıracağım insanlar var.Onu tanımak istiyorlar.
Üst katta şark köşesini ayarlamak istiyorum o gün.. diyor.
Ah!..Sevgili Ülker, hayat yarınlara erteleyemeyecek kadar kısa ve sürprizli. Hep her şey mükemmel olsun istiyoruz. Oysa ki biz plânlar yaparken kader çok gülüyor yanıbaşımızda...
O da olur inşallah ancak ben boşu boşuna bu kadar deli- dolu davranmıyorum.
Teklifimi yapar ve çekilirim, olabilecek şeylerde.
Olursa da vardır bir hayır, olmazsa da..Sonucu baştan kabullenmişimdir her şekliyle...
Kahvaltı sonrası Hülya' yı arıyorum. Saat dokuz buçuk ve uyanmamış.
Nazlanıyorum, sevildiğimi bilmenin rahatlığı, teklifsizliğinde:
-Beni görmek istemiyor muydun sen? Daha uyuyacaksan, üzgünüm gitmek zorundayım. : ))
-Kalktım bile Hatice ablacım, bekliyorum hemen seni, diyor.
Ülker'in oğlu bırakıyor arabayla, beni, yakın zâten..
Tam asansörden indiğimde telefon çalıyor, Cemâlnur hanım arayan.
-Buyrun, diyorum.
-Beni aramışsınız, diyor.
-Tuş kilidi açık kalmış olsa gerek, arattırdılar her halde.. diyorum gülümseyerek..
Güzel şeyler söyleyip, dualaşıyoruz karşılıklı...
Sonra düşünüyorum da, nasıl aradım ki, son aranannumarayı otomatik arıyor ya da A harfiyle başlayan ilk numarayı belki, tuş kilidi açık kaldığında. Oysa o, C harfinde kayıtlı, denk düşme diyorum buna, görüşmemiz gerekiyormuş demek..
Ondan sonra Hülya' yı aramıştım çünkü, otomatik arasa onu araması gerekirdi son numara olarak...
Çok erken aradığım için hoş görmesini diliyorum yine..
Olur mu, diyor. O vakit öğlen gibi bizim için!..
Demek ki erken kalkıyor. Nasıl yapılır o kadar programlar nasıl yetişir başka türlü?
Hadi, burada mola verelim. Daha Canan ve Hülya var sırada anlatılacak...
Sevgiler herkese...
Hayat/Hatice

3 yorum:

beenmaya dedi ki...

ıslık çaldım ulaştı mı :)))

Hayat dedi ki...

Kalp kalbe karşı derler, az önce sana yorum bırakmıştım ben de, yazın hârika, enerji taşıyor her zerresinden..
Sevgiler...

beenmaya dedi ki...

evet aynen öyle olmuş :)))