4 Temmuz 2009 Cumartesi

Devam etmek; "Yüreğinizle"

Eski bir alıntı yazı bu, yeniden gündeme aldığım...
*
Devam etmek...
''Ölmekten korkmuyorum, asıl merak ettiğim sende yaşama devam edecek yürek var mı?''

Kızgın Damdaki Kedi filminden


Kaçamak yollara sapmadan, korkularının hepsiyle yüzleşmek ve yepyeni biri olarak yeniden doğmak anbean. İste ben buna yasam derim. Kolay değildir sevdiklerini gömmek, neye değer veriyorsan onu kaybetmek; Şart ta değildir bunları yasamak ancak sıkı sıkıya tutunmuşsan, bırakmak istemiyorsan ve korkuyorsan ama diğer yandan gelişmek, sınırlarını zorlamak ve anlamak istiyorsan yasamın sırlarını bil ki tek yüzleşirsin tüm korkularınla ve o secim anında bulursun kendini. Devam etmekle, etmemek arasında kararını vermen gerekir, sorular ve sorunlarla doludur zihnin. Tekrar mutlu olabilecek misin? Her güne coşkuyla, heyecanla başlayabilecek misin? Acılara ve anılara saplanıp kalmadan, kurabilecek misin yeniden hayatini? Sende o yürek var mı?

Geceler boyu ağlanır, suçluluk duygularıyla boğuşulur, öfke nöbetlerine kapılınır, sonra insan yavaş kabullenmeye baslar başına gelenleri. Yasamda ciddi bir sorunla karşılaşıldığında ilk şok anları, kimi zaman ayları hatta yılları bulabilse de, çeşitli duygu patlamalarının yaşandığı bu dönem de geçer bir şekilde. Hayatn rutini, isler, güçler çeker insani tekrar kendi içine, ama hani bir şarkıdaki gibi; kalırsa derin bir sizi kalır. Öylesine bir sizi, öylesine bir boşluktur ki insanin beraber yasamak zorunda kaldığı, yasamayana anlatması zor, yasayana ise söze gerek yok, bakışlar kâfi gelir.

Kimisi zayıf, kimisi güçlü görünür böyle dönemlerde; yüzü güler, içinde fırtınalar kopsa da, renk vermez dışarıya. Herkes kendi karakterinin doğrultusunda, davranış kalıpları içerisinde yasama devam eder iste bir şekilde, uykudaymışçasına. Acı hayatın bir parçasıdır ve insanın en zor bırakabildiği bağımlılığı olabilir kısa sure içinde. Bu aşamada çok dikkatli olmak gerekir. Örneğin her şeyle baş edebildiğini düşünebilir insan, başkalarına da yardımcı olmalıdır artik. Onların dertlerinin çözümlerine odaklanır, elinden geldiğince destek olur. Kendisi çözmüştür zaten, acılarının üstesinden gelmiştir, gelemeyenlere destek vermek gerekir. İçteki boşluğu doldurmanın kaçamak yollarından birisidir bu da. Kendisiyle yüzleşmekten kaçan insan, dikkatini başkalarına çevirir.

Daha zayıf olanlar alkole, uyuşturucuya sığınabilir. Şu susmak bilmeyen zihin susturulmalı, zaman öldürülmelidir. Sevdiklerinden ve kendisini sevenlerden de kaçar, sanki kendi kendisini ölüme mahkûm eder. Kimisi çok çalışır, kimiyse hobilerine odaklanır. Spirituel konularla ilgilenmek te bazı zamanlarda kendiyle yüzleşmekten kaçma yollarından birisidir. Sular seller gibi gizemli ilimler öğrenilir; kitapların, seminerlerin bağımlısı olunur. Kimileri yol da alır, türlü kerametler göstermeye baslar. Ancak bilir misiniz bir aile dramınızın, kırgınlıklarınızın üzerinden gelebilmek, affedebilmek, sevebilmek suyun üzerinde yürümekten, havada uçmaktan daha zordur. Ve yaşam bu zorlukların üzerinden gelmek demektir, gelmiş gibi yapmak değil. Don Juan’ın deyimiyle yürek taşıyan yollarda yürümektir. Öylesine değerlidir ki yaşamlarımız, ne kadar zor olursa olsun, dikkatimizi dağıtmamak, kaçmamak için caba harcamalıyız. Devam etmeliyiz, her bir zerremizle. Yüreğimizle...

Alıntı

3 yorum:

Bulbulunyeri dedi ki...

Canım,
tatil dönüşüm de görüşmek dileğiyle,
Sevgiyle kal.

Hayat dedi ki...

Yolun açık olsun Birgül'cüğüm...
Güzel olsun, iyi olsun her şey senin ve sevdiklerin için de.
Esenlikte kal-alım- : ))

Tijen dedi ki...

Doğru diyorsunuz, yaşamı sürdürmek, inancı yitirmemek, iyiyi, güzeli, doğruyu hedeflemek, duaları sadece kendin için değil, tüm evren için, tüm insanlık için etmek lazım...