26 Ağustos 2007 Pazar


Sayfalar dolusu yazı birikti, bilmem ki ne zaman aktarabilirim, bir şey değil, genelde tanıdıklarımdan söz ederim ve bir yazı diğerine bağlı olur.
O yüzden geçmişi yazamayınca bağlantı kopuyor.

Gelelim bugüne…
Sabah güzel bir kahvaltı hazırladım ama kızımın bir sınavı vardı, her ikimiz de pek bir şey yemeden çıktık evden.Gideceği yere bıraktım, dönüş yolunda buraya ilk geldiğim yıllardan bir komşumuza rastladım, o da fark etti beni, gülümseyip devam ediyordu ki bir U dönüşüyle yanlarına gidip selâmlaştım.Konuşurken ‘….. Müzesi’ nin bahçesinde kahvaltıya gidiyorduk bize katılır mısınız? ‘ dediler.
Çok iyi olurdu, yıllardır buradayım, çocuklarım bile defalarca gitti ben daha gitmedim oraya, dedim..

Yolda Edebiyat ilgimden açıldı söz, meğer arkadaşın eşi, il Kültür ve Turizm Müdürüymüş.
Baltayı taşa vurduk bu kez, sınavdayız..dedim..: ))

Müzenin bahçesine arabayla girilmiyor normalde, kapılar açıldı bize tabii, eğlenceli bir duygu.. : ))

Hoş sohbet, güzel bir kahvaltı..Geçmiş- gelecek pek çok şeyden konu açıldı.Sonrasında, rehberimiz, Kültür müdürümüz oldu ve müzeyi gezdik, açıklamalar eşliğinde, bu çok farklı oluyor cidden.

O arada kızım sınavdan çıkıp, beni aradı.Bir kahve içmeye davet ettiler arkadaşlar..Kızımı da alıp, tekrar geldim bahçeye..Sohbet çok samimi bir havada geçti.
Oğulları vardı yanlarında, 16 yaşında, aklı başında bir genç, maşallah..
Şiir yazıyormuş.
Eren, yazacaksın değil mi, bekliyorum şiirlerinden örnekleri…: ))

Bu kez, şehrin en büyük müzesini gezdirmeyi teklif ettiler.Biz de hep merak etmekle birlikte gitmemiştik oraya..

Cidden büyük bir şaşkınlık yaşadım, bu ilde bu kadar güzel bir müze olduğunu bilmiyordum, mutlaka tanıtılmalı, sn. başbakan da çok çok şaşırmış gördüğünde ve çok beğenmiş.
Orada da bahçeye bir masa attı görevliler ve çay içtik, gezmemiz bittiğinde.
Çok fazla resimler çektim ve gerçekten büyülendim.
Güzel bir gündü doğrusu..:)

Beklenmedik ne çok şey yaşıyoruz, bu seferki hepimizin mutlu olacağı cinstendi…
İstese, planlasa denk düşüremez insan böylesi karşılaşmaları…

Bir önceki gün de sohbetteydim. Yazılar hep birbirine bağlı olduğu ve ben bir öncekini pc ye aktaramadığım için biraz havada kalacak anlatılanlar..
Öncki hafta dünkü gelenlerin çoğu, ilçelerden birinin belediye başkanının kızkardeşine gitmiştik..Dünse diş dr.u ablamızdaydı sohbet.Önceki hafta eski bir arkadaşın kızkardeşiyle tanışmıştım, devamlı gelenlerdenmiş meğer..Nasıl kaynaştık ama, biz konuşuyoruz, herkes bize bakıyor neredeyse..
Bu kez bir tanımadığım hanım vardı, o da ısrarla haftaya gelmemi istedi.Neden tanımıyorum sizi, daha önce gelmediniz mi,diye sordu.
Assolistimdir, dedim gülerek. Dr. abla çok peşimden koşmuştur sağ olsun ama, az gelebilmişimdir.
Çok güzel okuyormuşsunuz , herkes çok etkilenmiş, haftaya dinlemek isterim dedi..Onu da bana çok methettiler, bakalım haftaya birbirimizi dinlemek kısmet olacak inş..
Seçicidir çok, daha kimseye bu kadar ısrar ettiğine rastlamadım, dedi diğer arkadaş hayret etmiş bir ifadeyle..
Ben de çoğu insanla kaynaşırım, iletişim sorunu yaşamam genelde ancak yakın çevremdeki herkes hakikaten olumlu niteliklere sahiptir diyebilirim çok şükür.
İnsanların belli karakter özelliklerini taşımalarına dikkat etmeye çalışırım, yakın olacaksam..

Hani peşimi bırakmayacaktınız, dedim. Nerelerdesiniz? : ))
Öylesine ilgi gösteriyor ki sağolsun her gördüğünde..
Ablama nasıl çıkıştım telefonda dedi, neden tanıtmadı sizi bana? Neden bu kadar geç kaldım?
Geç değil canım, dedim.Akıllı uslu bir demimde yakaladınız beni.. : ))
Mutfağa geçtik diğerleri gittikten sonra. Babamın sene devri dolayısıyle helva kavurmak istiyordum, orada hazırlayıp paylaştırdık yine.
Bu kez becerikliliğim gündeme geldi. Ya, pratiğimdir ve hakikaten lezzeti garantidir hazırladıklarımın ancak, ben sıkılırım fazla mutfakta oyalanmaktan. Arada bir ayrıntıya kaçarım ve zevk alırım, onun dışında çok vakit harcamak istemem sürekli..
Yapılacak öyle çok şey var ki..Öylesine değerli ki vakit…

Az önce bahçeye çıktım. Her şey hoş göründü gözüme..Hani kokulu silgilerimiz vardı ya baygın kokan, çok hoşlandığımız; melisa çiçek açmış, akşamları kokar yalnızca, gündüz hissetmezsiniz.
Yanından geçerken varlığını hissettirdi bana..Bir sandalye çekip oturdum yanına, derin nefesler çekerken, ağustosböceklerinin senfonisini dinliyordum bir yandan, gözlerim kimi zaman kapalı duyumsamaya çalışıyordum ılık, tatlı rüzgârı, sokak fenerlerinin ışığında farklı görünen sarmaşık güllerini, coşan mor salkımları, yıldızsız,yer yer bulutlarla kaplı gökyüzünü…

Beyaz yasemin dikmiştiSayfalar dolusu yazı birikti, bilmem ki ne zaman aktarabilirim, bir şey değil, genelde tanıdıklarımdan söz ederim ve bir yazı diğerine bağlı olur.
O yüzden geçmişi yazamayınca bağlantı kopuyor.

Gelelim bugüne…
Sabah güzel bir kahvaltı hazırladım ama kızımın bir sınavı vardı, her ikimiz de pek bir şey yemeden çıktık evden.Gideceği yere bıraktım, dönüş yolunda buraya ilk geldiğim yıllardan bir komşumuza rastladım, o da fark etti beni, gülümseyip devam ediyordu ki bir U dönüşüyle yanlarına gidip selâmlaştım.Konuşurken ‘….. Müzesi’ nin bahçesinde kahvaltıya gidiyorduk bize katılır mısınız? ‘ dediler.
Çok iyi olurdu, yıllardır buradayım, çocuklarım bile defalarca gitti ben daha gitmedim oraya, dedim..

Yolda Edebiyat ilgimden açıldı söz, meğer arkadaşın eşi, il Kültür ve Turizm Müdürüymüş.
Baltayı taşa vurduk bu kez, sınavdayız..dedim..: ))

Müzenin bahçesine arabayla girilmiyor normalde, kapılar açıldı bize tabii, eğlenceli bir duygu.. : ))

Hoş sohbet, güzel bir kahvaltı..Geçmiş- gelecek pek çok şeyden konu açıldı.Sonrasında, rehberimiz, Kültür müdürümüz oldu ve müzeyi gezdik, açıklamalar eşliğinde, bu çok farklı oluyor cidden.

O arada kızım sınavdan çıkıp, beni aradı.Bir kahve içmeye davet ettiler arkadaşlar..Kızımı da alıp, tekrar geldim bahçeye..Sohbet çok samimi bir havada geçti.
Oğulları vardı yanlarında, 16 yaşında, aklı başında bir genç, maşallah..
Şiir yazıyormuş.
Eren, yazacaksın değil mi, bekliyorum şiirlerinden örnekleri…: ))

Bu kez, şehrin en büyük müzesini gezdirmeyi teklif ettiler.Biz de hep merak etmekle birlikte gitmemiştik oraya..

Cidden büyük bir şaşkınlık yaşadım, bu ilde bu kadar güzel bir müze olduğunu bilmiyordum, mutlaka tanıtılmalı, sn. başbakan da çok çok şaşırmış gördüğünde ve çok beğenmiş.
Orada da bahçeye bir masa attı görevliler ve çay içtik, gezmemiz bittiğinde.
Çok fazla resimler çektim ve gerçekten büyülendim.
Güzel bir gündü doğrusu..:)

Beklenmedik ne çok şey yaşıyoruz, bu seferki hepimizin mutlu olacağı cinstendi…
İstese, planlasa denk düşüremez insan böylesi karşılaşmaları…

Bir önceki gün de sohbetteydim. Yazılar hep birbirine bağlı olduğu ve ben bir öncekini pc ye aktaramadığım için biraz havada kalacak anlatılanlar..
Öncki hafta dünkü gelenlerin çoğu, ilçelerden birinin belediye başkanının kızkardeşine gitmiştik..Dünse diş dr.u ablamızdaydı sohbet.Önceki hafta eski bir arkadaşın kızkardeşiyle tanışmıştım, devamlı gelenlerdenmiş meğer..Nasıl kaynaştık ama, biz konuşuyoruz, herkes bize bakıyor neredeyse..
Bu kez bir tanımadığım hanım vardı, o da ısrarla haftaya gelmemi istedi.Neden tanımıyorum sizi, daha önce gelmediniz mi,diye sordu.
Assolistimdir, dedim gülerek. Dr. abla çok peşimden koşmuştur sağ olsun ama, az gelebilmişimdir.
Çok güzel okuyormuşsunuz , herkes çok etkilenmiş, haftaya dinlemek isterim dedi..Onu da bana çok methettiler, bakalım haftaya birbirimizi dinlemek kısmet olacak inş..
Seçicidir çok, daha kimseye bu kadar ısrar ettiğine rastlamadım, dedi diğer arkadaş hayret etmiş bir ifadeyle..
Ben de çoğu insanla kaynaşırım, iletişim sorunu yaşamam genelde ancak yakın çevremdeki herkes hakikaten olumlu niteliklere sahiptir diyebilirim çok şükür.
İnsanların belli karakter özelliklerini taşımalarına dikkat etmeye çalışırım, yakın olacaksam..

Hani peşimi bırakmayacaktınız, dedim. Nerelerdesiniz? : ))
Öylesine ilgi gösteriyor ki sağolsun her gördüğünde..
Ablama nasıl çıkıştım telefonda dedi, neden tanıtmadı sizi bana? Neden bu kadar geç kaldım?
Geç değil canım, dedim.Akıllı uslu bir demimde yakaladınız beni.. : ))
Mutfağa geçtik diğerleri gittikten sonra. Babamın sene devri dolayısıyle helva kavurmak istiyordum, orada hazırlayıp paylaştırdık yine.
Bu kez becerikliliğim gündeme geldi. Ya, pratiğimdir ve hakikaten lezzeti garantidir hazırladıklarımın ancak, ben sıkılırım fazla mutfakta oyalanmaktan. Arada bir ayrıntıya kaçarım ve zevk alırım, onun dışında çok vakit harcamak istemem sürekli..
Yapılacak öyle çok şey var ki..Öylesine değerli ki vakit…

Az önce bahçeye çıktım. Her şey hoş göründü gözüme..Hani kokulu silgilerimiz vardı ya baygın kokan, çok hoşlandığımız; melisa çiçek açmış, akşamları kokar yalnızca, gündüz hissetmezsiniz.
Yanından geçerken varlığını hissettirdi bana..Bir sandalye çekip oturdum yanına, derin nefesler çekerken, ağustosböceklerinin senfonisini dinliyordum bir yandan, gözlerim kimi zaman kapalı duyumsamaya çalışıyordum ılık, tatlı rüzgârı, sokak fenerlerinin ışığında farklı görünen sarmaşık güllerini, coşan mor salkımları, yıldızsız,yer yer bulutlarla kaplı gökyüzünü…

Beyaz yasemin dikmiştim kapı girişime, girerken hissedilsin kokusu diye..Çiçeklerinin yalın, duru zarafetini de severim hem…

Güzel bir yaz gecesi daha…
Her geçen gün ve gecemizin güzelliklerle, iyiliklerle dopdolu olması dileğiyle…
Hayat/hayateylul

25 Ağustos 2007 Cumartesi

SANIRSIN

Boşlukta salınır Dünya,
Boşa sallanır sanırsın.
Dost’a haber yolla desem,
Zarfı pullanır sanırsın.

Söyle insanın sırrı ne?
İnemezsin ki derine.
Putlar koyup ta yerine
İlah diye kullanırsın.

Düşmemişse gönlün aşka,
E hiç doğmasaydın keşke.
Nasıl yeşillenir başka
Gönül dallanır sanırsın.

Altınların gümüşlerin,
Hiç bitmez dünya işlerin.
Fukaraya gülüşlerin
O’na ballanır sanırsın.

Girmedin kaldın eşikte,
İşin olmaz ki düşükte.
İsa bebekken beşikte,
Nasıl dillenir sanırsın.

Gönül toprağına cemre,
Düşmezse yazık o ömre
Mevlana ve Yunus Emre,
Nasıl hallenir sanırsın.

Abdestini, gusulünü
Bilmezsin hiç usulünü
Sevsen Allah Resulü’nü
Özündekini tanırsın.

Halim KÖK
22.08.2007