27 Haziran 2008 Cuma

Yıldızlar, ateşböceği sanılmaktan korkmazlar


YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR... Ne güzel bir laf Tanrım.! Düşünüyorum da,sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek. Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,naif yönlerimizin keşfedilmesi, cesaretsizliğimizin anlaşılması,korkularımızın paylaşılması sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız. Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında. Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden. İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler. Kirpiler ve kaplumbağalar gibi. Sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk? Kimse incitemiyor mu ?duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi? Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.? Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu ?gerçek kimliğimizi? duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu? Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak. Ne çıkar ateşböceği sansalar beni.? Belki en hoyrat yürek bile ateş böceğinin o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz? Güçlü kapıların arkasına kilitlemesem kendimi,korkaklığımı, sevgi isteğimi en insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup bir kuş gibi uçacağım özgürce. Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine. O da çözülecek belki.Samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince. Oysa bir görebilsek bunu. Kalmadı böyle insanlar demesek. Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak. Kırılmaktan korkmasak. İncinsek, yaralansak. Ne olur bir darbe daha alsak. Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu. Denesek. Risk alsak. Yanılsak. Fark etmez. Tekrar, tekrar bıkmadan denesek. Ve kucaklaşsak yeniden. Tıpkı eskisi gibi. Ne olduğunu anlayamadığımız o on beş yıldan öncesi gibi. O zaman fark edeceğiz. Ne kadar özlediğimizi birbirimizi. Neler biriktirdiğimizi,kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi. Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa. Vakit az, paylaşmak, sarılmak için. Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır. Yüreği daha fazla küstürmemek lazım. Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan. Ve koşullar bir türlü düzelmeyen. Sevgiye çok ihtiyacımız var. Ufukta kara bir kış görünüyor. Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri. Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı. Kurtulun bu yükten. Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize. Yalnızlığa mahkûm ediyor bizleri. Hem hepimiz bir yıldızız. Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi.

alıntı


***

'DOST' larıma : )

...



..fazla duygusalım bugün..Dostlardan güzel
sözler, güzel mesajlar geldikçe uçuyorum.Ardı ardına birkaç böyle hâl yaşayınca
en azından şu kadarını yazayım istedim:


Sizlerin sevginiz var ya... Nasıl anlatsam
bilmem, bahar yağmurlarıyla yeşeren çayırlarda, misk gibi çiçek kokuları
dolduruyor içime..Her nefeste tâzelendiğimi hissediyorum.

Öylesine mutluluk verici sözler duyuyorum ki her
birinizden, unutulmamak, sevilmek işte bu olsa gerektir. Şükürler olsun yâ Rab..
diyorum. Teşekkür ederim canım. Sizler de, hepimiz O' na emânet
olalım.

Tanıdığım için, hayatıma kattığınız anlam ve
güzellikler için, tüm dostlarıma gönülden sevgilerimi iletiyorum. Ulaşsınlar
sizlere dilerim. SİZLERİ SEVMEKTEN GURUR DUYUYORUM sevilmenin de mutluluğunu
yaşıyorum. Buraya yazmadığım, çok hoş şeyler yaşıyorum. Mesajın, bu duygu selini
harekete geçiren bir kaynak oldu, sağol canım. : ))


Sevgilerle...


Hayat

Hiç yorum yok: