16 Aralık 2007 Pazar

Bir Öğrencimin Bana Öğrettikleri Yazan: Doğan Cüceloğlu

Kaliforniya'da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak ders verirken, aynı sömestrde benim iki dersimi alan bir kız öğrencim dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bu genç bayanın şu özelliklerinin farkına varmıştım: Her şeyden önce çok güzel bir kızdı; gözüm gayri ihtiyari ona gidiyordu. İkinci olarak çok iyi bir öğrenciydi; bütün sınav ve ödevlerde en yüksek notu o alıyordu. Ayrıca, çok hanımefendi, çok nezih bir kişiliği vardı. Bölümün bir pikniğinde kız öğrencimin nişanlısıyla tanıştım ve itiraf edeyim, ilk aklımdan geçen, "Armudun iyisini ayılar yer" düşüncesi oldu. Yukarıda özelliklerini saydığım o güzel kızın bana tanıştırdığı erkek, yirmi yedi-yirmi sekiz yaşlarında, saçı biraz dökülmüş, şişman denecek kadar toplu, çirkin, kısa boylu biriydi.
Bu kişiye parası için yüz vermiş olabileceğini düşündüm. Daha sonra öğrendim ki, bu genç adamın parasal gücü yok; başka bir üniversitenin psikolojik danışmanlık bölümünde doktora öğrencisi olarak okula devam ediyor ve ileride akademisyen olarak kariyer yapıp profesör olmak istiyor. Acaba benim güzel öğrencim bu adamda ne bulmuştu? Bir hafta sonra ders çıkışı koridorda öğrencimin yanına yaklaştım ve Sally adıyla anacağım öğrencimle aramızda şöyle bir konuşma geçti: "Sally, nişanlınla nasıl tanıştığınızı merak ediyorum?
"Bir kilise faaliyetinde aynı komitede çalıştık; o zaman tanıdım kendisini "
"Nesi seni etkiledi; hangi özelliklerini sevdin?
Sally, bir Amerikalı olarak bu soruyu hiç beklemiyordu. Amerikan kültüründe, bu tür sorular kişinin mahremiyetine tecavüz olarak kabul edildiğinden pek sorulmaz. Amerikan kültürüne göre ben o anda Sally'nin mahremiyetine 'burnumu sokuyordum.' Şaşkınlığı geçince çok içten, gözlerinin içi gülerek,
"O şahane bir insan; o benim kahramanım! Ben ondan çok şeyler öğrendim" dedi.
O anda ilk hissettiğim şey kıskançlık duygusu oldu. Güzel bir kadının erkeğine,
"Sen benim kahramanımsın" duygusu içinde bakmasının erkeğe verilmiş en büyük hediye olduğunu hissettim ve anladım. Bu hediyeyi, hayatım boyunca hiç almadığımı biliyordum ve o kişiyi kıskandım.
"Nasıl yani?" dedim.
"Frank bir yetimhanede büyümüş. Yetim olmanın ne demek olduğunu bildiği için, üniversite öğrencisi olunca, yetimhaneden iki çocuğa ağabeylik yapma kararı almış. Haftada on saatini onlara ayırıyor; onlarla buluşup oynuyor, kitap okuyor, onları müzeye götürüyor. Onların iyi gelişmesi için elinden geleni yapıyor. Biri ameliyat oldu, hastanede yatıyor ve Frank şimdi akşamları hastanede kalıyor, geceleri ona bakıyor."
Yüzüme tokat yemiş gibi oldum. Utandım. Kendime kızdım. Ben güya en yüksek eğitim düzeyine gelmiş biriydim ve karşımdakini hala dış görünüşe göre yargılıyor ve onu "ayı" olarak görüyordum. İçimdeki pislikten utandım. Bir süre sonra Sally'nin içinde yetiştiği aile ortamını merak etmeye başladım. Şöyle bir mantık yürüttüm: o adama baktığım zaman ben neden, 'Armudun iyisini ayılar yer' diye düşündüm? Çünkü ben, içinde yetiştiğim ortamda sık sık bu benzetmeyi duyarak büyümüştüm. İçinde yetiştiğim ortam beni nasıl etkilemişse, Sally'nin içinde yetiştiği ortam da onu öyle etkilemiş olmalıydı.
Birkaç hafta sonra Sally'e, ailesinin nerede oturduğunu sordum. Los Angeles'in üç yüz elli km kuzeyindeki bir kasabada oturuyorlarmış. Onun ailesiyle tanışmak istediğimi, bunu mümkün olup olamayacağını sordum.

"Kendilerine bir sorayım, eminim sizinle tanışmak isteyeceklerdir," dedi ve iki gün sonra,
"Ailemle konuştum; sizinle tanışmaktan mutlu olacaklarını söylediler," dedi. Dört-beş hafta sonra San Francisco'ya gidecektim, Sally'nin ailesinin yaşadığı kasaba yolumun üstündeydi, onlara uğrayabilir, onlarla tanıştıktan sonra yoluma devam edebilirdim.
Bu planımı Sally'e söylediğimde Sally,

"O gün ben de aileme gidecektim; isterseniz beraber gidebiliriz," dedi. Ailesine haber verdi. Onlar da sabah kahvaltısına gelmemizi söylemişler. Long Beach'ten sabahın altısında yola çıktık ve dokuz buçuk civarında Sally'nin ağabeyi Brian'ın evine vardık. Sally'nin babası George orada buluşmamızı uygun görmüş. Çok güleryüzlü bir aileydi. Brian'ın, en ufağı dört yaş civarında dört çocuğu vardı.
Ziyaret ettiğim bu güleryüzlü sıcak ailede, iki olay gerçekten dikkatimi çekti. Bunlardan ilki, Sally'nin babası George'un torunlarıyla konuşurken onların göz hizalarına inmesiydi. Bunu o kadar doğal yapıyordu ki, artık farkına varılmadan yapılan bir davranış olduğu belliydi. Sally'ye, babasının torunlarıyla hep böyle mi konuştuğunu sordum. "Evet" yanıtını alınca, kendisi çocukken de babasının, onunla göz hizasına inerek mi konuştuğunu sordum.

"Evet, biz böyle biliyoruz. Ağabeyim Brian da çocuklarıyla böyle konuşur; ben de kendi çocuklarımla böyle konuşacağım. Biz böyle biliyoruz", dedi. Tüylerim diken diken oldu. Ben üniversite öğretim üyesiydim ve insan psikolojisi benim uzmanlık alanımdı ama üç çocuğumdan hiçbiriyle göz hizasına inerek konuştuğumu hatırlamıyordum. Kendime kızdım; sonra kendime kızmaktan da vazgeçtim, beni yetiştirenlere kızdım. Sonra onlara kızmaktan da vazgeçtim ve bütün nesilleri yetiştiren kültür ortamına kızdım. Daha sonra kimseye kızmayacağımı anlayarak, oradaki öğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim. Torunlarının önünde diz çökerek konuşan dede George'a
"Beyefendi, çocukların göz hizasına inerek konuşuyorsunuz!" dedim. Bana biraz şaşkınlıkla gülümseyerek, "Tabii, onlar küçük insanlar!" yanıtını verdi. Öyle bir bakışı vardı ki, bu bakış sanki
'Bu kadar doğal bir şey ki, herhalde bunu herkes yapıyordur; sen yapmıyor musun?' diyordu.
O bakışa karşı bütün yaptığım, mahcup bir gülümseme oldu. Bu güleryüzlü sıcak ailede dikkatimi çeken ikinci olay, Sally'nin ağabeyi Brian'ın davranışı oldu. Brian, Pasifik ülkeleriyle ticaret yapan, oldukça varlıklı biriydi. Evlerinin büyüklüğünden, yüzme havuzundan, çiftliklerinden, arabalarının türünden ailenin zenginliği belli oluyordu. Kahvaltıdan sonra saat on bir dolaylarında telefon çaldı ve Brian bir süre telefonla konuştu. Ofisten arıyorlarmış, Koreli bir işadamı Los Anegeles'ta imiş, kendisiyle görüşmek için helikopterle saat 14'te gelmek istiyormuş. Başka bir randevusu olduğunu söyleyerek bu teklifi reddetmiş olan Brian, bize durumu şöyle açıkladı:
'Dört çocuğum var ve her hafta biriyle dört saat başbaşa geçiririm. Bugün dört yaşındaki kızım Mary'le randevum var. Çocuklar çok çabuk büyüyorlar, eğer dikkat etmezsen, bir bakıyorsun, büyümüşler ve onlarla beraber zaman geçirme olanağı kaybolmuş.Brian'ın yaşam vizyonunu sormadım, ama davranışından nelere öncelik verdiği belli oluyordu. Brian için çocukları şüphesiz en az işi kadar önemliydi. Brian'ın yaşamında bununla ilgili bir pişmanlık duygusu, bir 'keşke' olmayacak. Sally'e sordum:
"Baban seninle randevulaşır mıydı?"
"Evet", dedi, "yalnız benimle değil, her çocuğuyla sırasıyla başbaşa zaman geçirirdi. Ve ilâve etti,

"Biz böyle gördük, böyle biliyoruz. Benim çocuğumun da babası böyle yapacak!". Gülümseyerek,
"Nereden biliyorsun?" diye sordum.
"Biz Frank'le konuştuk" diye cevap verdi. Yine içim cız etti. Daha doğmadan çocuğun gelişme ortamıyla ilgili bir bilinç oluşmuştu. Kendi çocuklarıma içim yandı. Evlenmeden önceki bilincimi, kafamın karmaşıklığını, evlendiğim kıza ettiğim eziyetleri ve ondan da acısı, kendi yavrularıma çektirdiğim acıları düşündüm. Biraz daha düşününce kendimin de acı çektiğini anladım ve bu sefer kendi çocukluğuma içim yandı. Daha sonra babamın, anamın çocukluğuna içim yandı. Ve son durak olarak ülkemin tüm çocuklarına içim yandı.
Yine kimseye kızamayacağımı anlayınca,
'bundan sonra ne yapabilirimle ilgili düşünmeye karar verdim. İşte değerli okurum; yazdığım kitaplar, verdiğim seminerler, hazırladığım televizyon programları, 'Ne yapabilirim?' sorusuna verdiğim yanıtların öğeleridir. Sally'nin içinde yetiştiği ortamı görmüş ve anlamış biri olarak onun davranışlarına şimdi daha iyi anlam verebiliyorum. Sally, içinde yetiştiği ailede, varoluşun beş boyutunu da doya doya yaşayabilmişti.
Çocuğun hizasına inerek onunla göz göze konuştuğunuz zaman çocuk,'Sen varsın, sen doğalsın, sen değerlisin, sen güçlüsün ve sen sevilmeye layıksın', mesajı alır ve çocuğun CAN'ı beslenir.
Çocuğuyla randevusuna sadık kalan baba, 'Seninle zaman geçirmek istiyorum, seni özledim', mesajını güçlü olarak verir. Çocuk bu mesajı zihinsel olarak değil, sezgisel olarak alır ve aldığı bu sezgisel mesajlar sayesinde çocuğun hamuru, 'Ben sevilmeye layık biriyim!' diye yoğrulur. Bir ana babanın çocuklarına verebileceği en büyük miras, varoluşun beş boyutunda beslenmiş ve buna inanmış güçlü bir CAN'dır.

6 Aralık 2007 Perşembe



Unut Beni Can

bu kaçıncı gece hasretinle yandığım

kaçıncı gece yıldızları yıkadığım,göz yaşlarımla

mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla

bosnalı kadınlar duydu feryadımı

sen,sen duymadın mı can....



ne vardı bu kadar uzak yerlerde açacak

benden uzak o iklimlerin

benden uzak o şehrin

kahrolası o kalabalıkların benim kadar ihtiyacı mı vardı sana

benim kadar hasret çekti mi.. kahrolası o şehrin semaları

benim kadar yandı mı.. ne var dı can....

ne vardı uzak iklimlerde açacak.....

ne vardı kendimizi bu kadar kahredecek


kara trenler umut olmamalıydı

uzayan yollarda kalmamalıydı bakışlar

dünya bir tek nokta olmalıydı can bir tek noktada doğmalıydık

dönüp dönüp sana varmalıydı yollar

ben hep hasret türküleri söylememeliydim

sen hep hasret şiirleri okumamalı

hasret diye bir söz olmamalıydı lügatlerde

geceler boyu hergün göz yaşlarımla ıslanmamalıydı yıldızlar.

Gönlüm bu sevdaya dar gelir oldu boğuyor karanlıklar

can

mesafeler kurşun oldu amansız

feryadıma şahit oldu yıldızlar



can.....can......

hasretin ağır bir yük omuzlarımda

ben çekmekten usandım sen usanmadın mı?


bildim bitmeyecek bu hasret

uzak iklimlerde açmış iki çiçeğiz

hangimiz gelsek diğerinin yanına kuruyup,kaybolacağız..



ben kıraç topraklara döndüm can

ben kurumuş dereler gibiyim

ıssız mağaralarda kaldı umudum

belli bu sevda kahredecek bizi



unut be can unut bu sonu gelmez sevdamızı..

bırak yeni güneşler doğsun semalarında

bulutlar gizlemesin yıldızlarını

yeniden başlasın herşey

yeniden doğ,bensiz şafaklarda.



Unut can unut senin için yazdığım sevda şiirlerini

de ki;bir rüya idi bitti de ki;

bir hayaldi solgun aynalarda yansıyan

de ki;bir romandı sonu koskoca bir hiçle biten

unut beni can unut vakit varken....



Bırak hasretin bana kalsın

varsın cehenneminde kavrulsun gönlüm

ben yine her gece saçlarını koklayayım

uzak yıldızlarda gözlerimde takılı kalsın hayalin

sen unut can

sen unut

kahredersem,milyon kere kahrolayım....

Ümit Yaşar Oğuzcan



Hayalden İbaret Sevda'm (Vol.1)-I-
Kırgın düşlerimden uzak, kırgın kalbimi avutuyorum.
Kimbilir kaç zaman geçti sensiz, sayamadığım...
Senden uzak, sesinden uzak...
Bir kez dokunamadığıma mı yansaydım sana,
yoksa sesinden uzak kaldığıma mı, hangisi daha çok canımı yakıyordu...
anlayamadım.
Yıllardır içimdeydin, belki de asırlardır...
belki de doğmadan önce de biliyordum seni.
Hep beklediğimdin sen, ama sana bunu anlatamadım...
Ben geldikçe, kaçanım oldun..
içini bilmediğim, yüreğini görmediğim sevdanın, kekremsi tadı oldun dilimde..
bıkmadan usanmadan sevgimi anlattığım,
kağıtlar tükenip de kalemimin kırıldığı an da bile beni düşündüğünü umut ederek,
yeniden yazmaya koyulduğum adını bile koyamadığım sevdam oldun.
Benim için çok şey oldun, ama ben senin için hiçbir şey oldum...
Kaç kopuş yaşadım bunca senedir..
Şerha şerha bölündü ruhumla birlikte kalbim.
Dayandım... dayandım da bir senden kopuşuma dayanamadım..
Ama olsun be gülüm, ayrılığı bile senden diye, sevdim ben...
Hep beni sevdiğini hayal ettim, belki de sevmedin.. ama ben hep hayal ettim.
Hayalin bile güzeldi, bozmaya kıyamadım..
Beni kırdığın zamanlarda bu hayale sarıldım sımsıkı,
seni kolay affetmelerim de bu yüzdendi zaten.
Gözyaşlarım akarken sessizce yanaklarımdan, onları bile sevdim,
çünkü onlar sana aitti. Seni kaç gece döktüm gözlerimden bilmem, sayamadım...
Sesini hapsettim beynimin tüm hücrelerine.
Özledikçe, çıkarıyorum sesini.
Kapatıp gözlerimi, seni düşünüyorum yanımdaymışsın gibi.
Hep kızdın bana belki de seni sevdiğim için,
nedenini anlamadığım kızgınlıklarının tümünü bana yönelttin her zaman.
Bilemedin, bilemedin senden bir şey istemediğimi.
Bırakmadın beni, seni özgürce sevemedim.
Seni senden gizli sevdim.
Gittin, yoksun hayatımda.
Artık gizlemiyorum duygularımı, özgürce seviyorum seni.
Gözyaşlarımı hergün avucumda biriktiriyorum,
sonra öpüyorum onları bir bir, seni öpercesine.
Gittin ve ben, gitme kal benimle diyemedim sana.
O kadar istekliydin ki gitmek için, dur diyemedim sana,
içim yandı da yine de kal diyemedim umursuz bakışlım..
Ardından bakarken, sessiz çığlıklarla bağırdım...
duysaydın çığlıklarımı yine de gider miydin?
Kulaklarını kapatabilirdin belki, ya kalbini kapatabilir miydin bana?
hiç bilemedim... Gitmen, seni sevmemi engellemiyor anla artık.
Sen yokluğunda da varlığımsın...
hiç gelmeyecek olsan da bundan sonra, yine de varlığım kalacaksın.
Seni hep beklemiştim asırlardan bu yana...
geldin varlığınla beni mutlu ettin.
Şimdi gittin, yokluğunla bile mutlu ediyorsun.
Çünkü senden bana kalan şey o kadar güzel, o kadar özel ki...
Gel demiyorum sana, demeyeceğim..
Gittiğin yerde mutluysan eğer, bu da bana yeter.
Sesinden mahrum kalmışım ne çıkar,
senin özleminle her gün canım daha bir yanmış ne çıkar..
Yokluğunu varlığa çevirebilmişim ya, bu da bana yeter..
Gün aşık olmuş geceye, Gece de yakamoz düşürmüş denize
Ne gün erişebilmiş geceye, ne de gece kavuşabilmiş gündüze.
Birbirlerini hiç görememişler belki de..
Ama engel olmamış bu aralarındaki sevgiye..
Varlıklarını hissetmeleri bile yetmiş kendilerine
Bazen, gün isyan edip yakmış ortalığı
Gece de özleminden tüm ışığını söndürmüş gökyüzünden
İkisi de bulutlara yükleyip hüzünlerini
Tüm yeryüzüne yağdırmışlar gözyaşlarını
Yine de vazgeçmemiş sevdasından ikisi de
Sonsuza dek birbirlerini göremeyeceklerini bilseler de....
Ben geceyim işte, senin için yakamoz düşürüyorum bol bol denize.
Sen benden gitsen de, ben gelirim senin bensiz kıyılarına.
Yokluğundan soyunup, varlığını giyerim üstüme...
Gelirim, derin, sessiz duygusuz uykularına...
Benim için var olduğunu bilmek bile yetiyor, seni hiç göremesem de...
Hayalden İbaret Sevda'm (Vol.2)Geri Dönüş -II-
Hayatımı sıfırlayarak,
an'larda saklı kalan anı'ları tek tek temizleyerek,
geçmişimden arınmış bir sadelikle karşındayım...
Seni sevmek öyle ki, yaşamı hiçe saymak..
Seninle var olmak.. belki de hiç olmayacak bir duaya amin demek..
Uzaktan sevmelere alışık beynime,
bir çıkar yol göstermek adına her gece resminle avundum,
bana yolladığın şiiri sesinden dinleyerek..
Gece sığındığım bir liman...
bense tekdüze giden bir geminin kaçak yolcusu..
Yaşamın takılı kaldığım kıyısından alarak beni,
yeni bir sırandanlığa yelken açmakta belki...
Hani artık o kadar da önemli değil artık...
ha gitmişim ha kalmışım...
Önemli olan gözlerindeki ufku yakalamaktı..
kalbindeki derinliklere inerek kulaç atmaktı orada özgürce..
Kanserli hücrelerim için tek tedavim olan sana yolculuğum başlamakta...
Benden yazmamı istedin, yeniden seni anlatmamı...
yazmakla yokolacağımı bile bile sırf seni sana anlatmak üzere, yazıyorum..
Hayal ürünü bir sevdanın ikinci perdesi dökülüyor satırlarımdan..
Sımsıkı kenetli gözlerimi aralamak yapacağım son şey artık,
seni anlatmayı bırakmadan..
Boranda kalmış hayatıma meltem esintisisin sen..
gözlerindeki ışık karanlık mabedimin sessiz tanığı..
Gitmelere teslim olan geçmişim,
senin gelmelerinin ev sahipliğine hazırlanmakta..
Hayattan çaldığım kimbilir belki de sonları oynadığım bu günlerde,
seni çağırıyorum bu tek perdelik oyuna sevgili...
Seni anlattıkça benden kaçan, sözlerimden kaçan,
hatta sevgimden kaçan sana, yaptığım bu son jestimde;
gel birlikte oynayalım en talihsiz oyunumuzu...
Bu çağrı ikimiz adına... bir senin adına..
bir benim adıma...
Sevgime gözlerini kapadın, kalbimi görmezden geldin..
Ben geldikçe kaçtın, ben kaçtıkça geldin..
Kesişmedi yollarımız imkansızlıktan..
Biliyorum... korkuyorsun...
Artık savaşmak istemiyorsun hayatla..
Ben de istemiyorum..
Bu yüzden yazdığım bu oyun tek perdelik..
Geçmişte kaybettiklerine yanarak,
vicdanını dinleyerek benliğin yok olmakta..
Burda değilsin ama beni duyuyorsun..
Biliyorum.. Hayat bir şekilde ikimize de haksızlık etti.
Haksızlığı hakka çevirmek için,
seni yeniden sevebilmeme izin vermen için,
yaralarımızı iyileştirmek için,
seni yeniden var edebilmem için sen çağırdın.. ben geldim...
Hayalden İbaret Sevda'm (Vol.3)Son Sesleniş -III-
Ve gün teslim ederken yerini gecenin sinsi karanlığına, senli saatlerim başlamakta..
Seni sana anlatıyorum dedim ya sevgili..
ne zor bilemezsin içinde çağlayan olmuş duyguları birkaç kelime ile anlatabilmek..
ne zor kelimelerin yetmediği durumlarda seni sana anlatabilmek.. bilmezsin...
Sorular kurcalarken beynimi, uzanırken düne bakarken bugüne..
yarınımız heba olmakta soru işaretinin takılı kaldığı kuyruğunda...
Sonu gelmez akşamların aşifte nazlanmalarında demlenmekte yine acılar..
Ötelerden gelen seslerin yankılarını dinlemekte bu yürek..
Kadim sanrılarıma eşlik eden körpe bir duygunun eşliğinde adımlarken kalan zamanımı, düşünüyorum da benden alacak neyin kaldı artık...
acının ana yurdu olan kalbime dokunmak bile korkutmuyor beni.
Sen kalbime doğru gittikçe artan bir med-cezirsin..
Gel-gitlerinle sarsılmakta bu beden..
Karanlık içinde üşürken güneşi kucaklamak gibi bir şey seni sevmek..
Ve bir kez daha acı ve gözyaşını unutarak, umutlarımın ellerinden tutarak geldim.
Bir baharı ve sonraki bilmem kaç baharı seninle birlikte yaşamak istedim.
Ve maviyi, aşkın mavisini yalancı kırmızıya inat hayatının rengi yapmak istedim.
Sen git dedin, ben sana geldim...
Yüreğinde kopan feryatları dindirmek istedim..
Acı çeken ruhuna huzur vermek istedim.
Kimliklerinden kaçarak, saklanmak istediğinde seni arayıp bulmak istedim.
Gözlerinin daldığı noktaları yakalayıp,
beynindeki her bir hücreye kendimi koymak istedim.
Bazen acıtsa da cümlelerini tekrar tekrar duymak istedim.
Ben geldim sen gittin. Gittiğin zamanlarca bittim,
bittiğim mesafelerce tükendim.
Bu tükenişlerin ardından bilmem ki sen gel desen de yaşayabilir miyim artık bu sevdayı seninle..
Her zaman acıtacak bir sözün oldu bana..
Şu anda da var biliyorum..
Şimdi sus ve başını göğsüme yasla.. artık sen de yüreğini sevda ile dağla..
"Gecenin kokusu sindi üzerime.. Kelimelerim kanıyor.."
Hayalden ibaret Sevda'm
Kar yağıyor..
gözlerim tek bir taneciğini bile kaçırmıyor..
Sen düşüyorsun o an yine aklıma..
Hani hiç unutmuyorum ama..
Yine de düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi...
Yüzümü çevirip semaya kapıyorum gözlerimi..
Her bir taneciğin yüzüme düşüşü ayrı bir ürperti oluşturuyor içimde.
Her bir tanecik yüzüme çarpıp gelen sözlerin sanki..
Beni acıtan, kanatan sözlerin..
Benden kaçışlarındaki anlamı yakalasam herşey dinginliğe kavuşacak.. biliyorum..
Beni sevmekten korktuğun kadar ben de korkuyorum seni sevmekten..
Ölüm gibidir sevgi..
Geleceğini bilirsin ama kaçış yoktur.. nereye kaçsan bulacaktır seni..
Gözlerini kaparsın görmemek için, ama taa içlerde hissedersin geldiğini..
kaçamazsın.. zamanı gelmiştir..
Geçmişin hoyratlığına duyulan kin gerilerde kalmıştır.
Gözlerin hala kapalı olduğundan göremezsin..
Ama açma gözlerini, boşver..
Açsan beni göreceksin karşında, baktığın her yerde..
O an canın yanacak..
Can yangınıyla, gittiğin hızla geri dönecek, beni yine yine yine kıracaksın..
Tüketeceksin beni.. oysaki ben olmayan umudumu tükettim seninle..
Herbir gidiş, yeniden bana gelişlerine gebe..
ama bilmezsin, her gidişinle beni kanattığını..
Kabuk bağlayan yaralarım senin gelişlerinle yeniden kanar..
gelişin de acıtır gidişlerin gibi.. bilmezsin..
Herşey sevgi demek değil; demiştin bana..
Oysa nefretin bile kaynağı sevgidir.
Ne kadar inkar etsen bile sevgi heryerde, sevgi içimizde..
Bırak.. seni seveyim. Ölüm gibi, umutsuzluk gibi nefret gibi...
bırak seveyim seni...
Sen kaçışlarına gizlen yine..
Ama gelme bu sefer..
Bırak seni sensiz seveyim..
'Sen istedin ben yazdım..
Bu bir sevgi dilencisinin sana son satırları hayalden ibaret sevdam..
Umarım satırlarım ayna olabilmiştir sana..
Acıtan sözlerine, kanatan gelişlerine rağmen sevdim seni..
Belki bir gün seversin sen de..
Ama beni değil..
Artık biliyorum..'
-SON- Sema Şener

BEŞİNCİ MEKTUP

Ayrılık diye bir şey yok.

Bu bizim yalanımız.

Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.

Şimdi neredesin?

Ne yapıyorsun?

Güneş çoktan doğdu.

Uyanmış olmalısın.

Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?

Öyleyse ayrılmadık.

Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.

Önce beklemekten.

Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.

İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,

Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...

Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,

Kanunlara saygı göstermesini,

İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.

Ya o? Ya o?

İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,

Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,

Saadet bekliyor yaşamaktan.

Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.

Aradıklarının çoğunu bulamamış,

Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak

Göçüp gidiyor bu dünyadan.

İşte yaşamak maceramız bu.

Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak

Ve yaşayıp beklerken ölmek!

Özleme bir diyeceğim yok.

O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.

O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.

O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,

Yaşantımız özlemlerle güzel.

Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.

Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.

Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;

Seni özlediğim içindir.

Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;

Seni özlediğim içindir.

Yaşıyorsam; içimde umut varsa,

Yine seni özlediğim içindir.

Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Arşiv...



  1. Arşiv
  2. Haziran 07 Arşiv
  3. 30/6/2007: Gurbet Akşamları...
  4. 25/6/2007: Doğadan...(Resimler çok hoş)
  5. 24/6/2007: Hanımeli...
  6. 24/6/2007: Bordo gül..
  7. 24/6/2007: Kırmızı gül..
  8. 24/6/2007: Turuncu Güller
  9. 24/6/2007: Gün Batımı...
  10. 24/6/2007: Gün Batımı...
  11. 24/6/2007: Bir Haziran Gecesi...
  12. 19/6/2007: Bahçemden Güller
  13. 19/6/2007: Böyle misiniz?
  14. 2/6/2007: Hayatın Altın Kuralları
  15. 2/6/2007: Güller...2/6/2007: Güller...
  16. 2/6/2007: Güller...2/6/2007: SARMAŞIK GÜLLERİ...
  17. Temmuz 07 Arşiv
  18. 30/7/2007: Kartalın İbretlik Yeniden Doğuşu...
  19. 29/7/2007: Hayat Uzun Bir Yolculuk...
  20. 26/7/2007: Mor Menekşe...
  21. 26/7/2007: YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR...
  22. 26/7/2007: Su, Yolunu Bulur..
  23. .26/7/2007: BİR SÜRE SONRA…
  24. 25/7/2007: Hayata Dönüş...
  25. 21/7/2007: Yeniden Çocuk Olmak...
  26. 21/7/2007: Hayatın İçinden...
  27. 21/7/2007: Dut Silkeleme...
  28. 18/7/2007: NOSTALJİK BİR DÜĞÜN...
  29. 8/7/2007: Yeni Bir Hayat...
  30. 5/7/2007: Kelebeğin Hayat Dersi...
  31. 2/7/2007: Mutluluk ve Timus...
  32. 2/7/2007: Her Hayat Bir Roman..!
  33. Ağustos 07 Arşiv
  34. 31/8/2007: Yaşamı Özgür Bırak...
  35. 31/8/2007: 'Neden Ben?'
  36. 30/8/2007: Güçlü Olmanın Formülü...
  37. 29/8/2007: Hayatı Motive Edecek Etkili Sözler...
  38. 29/8/2007: 'En' iki şey...
  39. 29/8/2007: Olgunluk...
  40. 28/8/2007: Eylül Esintileri...(Anı-günlük)
  41. 27/8/2007: Süper Pozitif Olmanın Yolu!
  42. 27/8/2007: Berat Kandilimiz Mübarek Olsun...
  43. 26/8/2007: Ağustos sonu...(Günlüğüm)
  44. 25/8/2007: Yaşadiklarimdan öğrendiğim Bir şey Var...
  45. 25/8/2007: Her Şey Sende Gizli...
  46. 23/8/2007: Hayatın İçinden (Günlük)
  47. 23/8/2007: Hayat Güzeldir... :))
  48. 23/8/2007: Huzurun Kıymeti...
  49. 22/8/2007: Devam etmek; "Yüreğinizle"
  50. 22/8/2007: Dürüst olmak...Esaretten kurtulmak...
  51. 21/8/2007: Kulağa Küpeler...
  52. 21/8/2007: Masallar...
  53. 21/8/2007: Eylül Esintileri...(Anı-günlük)
  54. 20/8/2007: "Neden Ben..?"
  55. 20/8/2007: Güzel Sözler...
  56. 19/8/2007: Nilüferler Zamanı...
  57. 19/8/2007: Gitsem diyorum, biraz ölsem...
  58. 19/8/2007: Gittin...
  59. 18/8/2007: Sevgili' ye...
  60. 18/8/2007: Kes çığlıklarını yüreğim, karanlıklar seni duyamaz...
  61. 18/8/2007: Ey yâr...
  62. 18/8/2007: Gittin...
  63. 18/8/2007: im...
  64. 18/8/2007: Hayatın Eşyaları...
  65. 17/8/2007: Sedef Çiçeği...
  66. 17/8/2007: Seni Seviyorum...
  67. 17/8/2007: Elvedâ...
  68. 17/8/2007: Ağlamak İstiyorum...
  69. 16/8/2007: Susmak Üstüne...
  70. 16/8/2007: Sus Gönlüm..!
  71. 16/8/2007: Ey Hayat...
  72. 16/8/2007: Dua...(Düşünceler-günlük)
  73. 15/8/2007: Söylesene, senin ismin ne renkti?..
  74. 15/8/2007: Ne olursa olsun asla vazgeçme!
  75. 15/8/2007: Bu Yürek Çok Yorgun......
  76. 15/8/2007: Tıkanıp Kaldığında Hayat......
  77. 14/8/2007: Sana Uyandım Sevgili...
  78. 14/8/2007: Yalnızlık Şiiri...
  79. 14/8/2007: Sana Selâmdır...
  80. 14/8/2007: Müziğimden Seçmeler...
  81. 12/8/2007: Satırlarından Geldim Birkaç Saat Önce...
  82. 12/8/2007: Dostları Olmalı İnsanın...
  83. 8/8/2007: Zaman Tünelinde Kandil Günlerim...
  84. 8/8/2007: Hayat' tan Yansımalar...(Günlüğüm)
  85. 8/8/2007: Aşk-ı Hâl...
  86. 7/8/2007: Yalnızlık...
  87. 6/8/2007: 'Seni Seviyorum..' Demeyi Özlemek...
  88. 6/8/2007: Kendimizi Doğru Yerde Arasak...
  89. 6/8/2007: Sen..! Can Dostum...Seni Çok Seviyorum..:))
  90. 4/8/2007: Kalbime dokun...
  91. 4/8/2007: Hayat...
  92. 4/8/2007: Bitmeyecek kadar cok olsun hayâllerin....
  93. 3/8/2007: Seçmelerimden...
  94. 3/8/2007: Önce Resimler...
  95. 1/8/2007: Büyü Dükkânı...
  96. Eylül 07 Arşiv
  97. 30/9/2007: Üzülmemek İçin Kimseyi Üzmeyin...
  98. 29/9/2007: Her şeyde Tanrının Parmak İzi Var...
  99. 29/9/2007: Angut Kuşunun Hikâyesi...
  100. 29/9/2007: Angut Kuşunun Hikâyesi...
  101. 26/9/2007: Kelimelerden Köprüler Kurdum...
  102. 26/9/2007: Ruhlarımız Geride Kalıyor...
  103. 23/9/2007: Alışmak...
  104. 23/9/2007: Güzel Sözler...
  105. 23/9/2007: Sensiz Yağarken Yağmurlar...
  106. 23/9/2007: Vermek...
  107. 19/9/2007: Hayat Bir Tangodur..
  108. 18/9/2007: Duygu Denizlerinde...
  109. 17/9/2007: Yeni Bir Hayat-a Merhaba...
  110. 16/9/2007: Fezanur' un Dikkatine...
  111. 16/9/2007: Sevgiye Dair Konuşulamayanlar
  112. 15/9/2007: Arkada bıraktığın şeyleri düşünme!
  113. 15/9/2007:Evlilik ve Sevgi Denilen Sonsuz Dans..
  114. 14/9/2007: "Ne Güzeldir"...
  115. 12/9/2007: Bir Hayata Dokunmak
  116. 12/9/2007: Han Duvarları
  117. 12/9/2007: Sevgi üzerine
  118. 11/9/2007: Hoş geldin Hayat...
  119. 11/9/2007: Unut Beni Can...
  120. 11/9/2007: Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
  121. 9/9/2007: Kaç kırlangıç kovaladınız?
  122. 9/9/2007: Hayat nedir ve ne değildir ?
  123. 8/9/2007: Başlamak...
  124. 8/9/2007: Ruh ve Beden
  125. 8/9/2007: Kara Kelebeğin Hikâyesi...
  126. 8/9/2007: Bir Ortadoğu Masalı...
  127. 4/9/2007: Günün Sözü...
  128. 4/9/2007: Hayat Iskalamayı Sevmez...
  129. 3/9/2007: Eylül Hoş geldin...
  130. 3/9/2007: Yalnızlıklar ve Yolculuklar...
  131. 1/9/2007: Zorluklar, Bireye Vurulan Kamçı Darbeleridir...
  132. 1/9/2007: Masal Sever misiniz? : ))
  133. 1/9/2007: Cesaret ve Cehalet...
  134. 1/9/2007: Aşk konuşabilmektir...
  135. 1/9/2007: Sevgilerde...
  136. Ekim 07 Arşiv
  137. 28/10/2007: Bilgelik yolunda SABIR enerjisi
  138. 28/10/2007: Istiridyenin hikayesi
  139. 28/10/2007: Sevgi, yaradılışın sırrıdır...
  140. 28/10/2007: Sol Yanım Acıyor Anne...
  141. 25/10/2007: Bir Fincan Kahve İçer misiniz?
  142. 23/10/2007: Yine Dopdolu Bir Gün...
  143. 23/10/2007: Öğüt Almanın Yaşı Yok...
  144. 22/10/2007: Mona Roza
  145. 22/10/2007: Aşkta Yarın Yoktur Sevgili...
  146. 20/10/2007: Dünden Bugüne-2
  147. 16/10/2007: Dünden Bugüne…
  148. 16/10/2007: Sen Hiç Bilmedin Ama...
  149. 15/10/2007: Zamanlar...
  150. 14/10/2007: Seyyâre Olmak.. : ))
  151. 13/10/2007: Aşk Yağıyor istanbul'a...
  152. 13/10/2007: Sel-CAN'ımın Bayram Maili...Teşekkürler CAN'ım...
  153. 10/10/2007: Doğum Günü...
  154. 10/10/2007: Can Dost'umdan...
  155. 9/10/2007: Eski Bir Tapınak Yazıtı...
  156. 8/10/2007: Mutluluğun Sırrı...
  157. 8/10/2007: Sevginin Gücü...
  158. 8/10/2007: KADİR Gecesi...
  159. 7/10/2007: Alıntı...
  160. 7/10/2007: İçindeki İlkbahar
  161. 6/10/2007: Bazen...
  162. 4/10/2007: Hayat...
  163. 4/10/2007: Özlü Sözler...
  164. 3/10/2007: Yaşama Anlam ve Boyut Katan İki Şey...
  165. 2/10/2007: Seçmeler...
  166. Kasım 07 Arşiv
  167. 30/11/2007: Yaşlı Bilge Adam
  168. 30/11/2007: Dikkat...
  169. 30/11/2007: Hayatta Kararlar Birer Kibrittir
  170. 28/11/2007: Dost musun?
  171. 28/11/2007: Dostları Olmalı İnsanın...
  172. 27/11/2007: Mutluluk
  173. 27/11/2007: Sevmek...
  174. 27/11/2007: Dost
  175. 25/11/2007:
  176. DOSTLUK ve ARKADAŞLIK !!!
  177. 25/11/2007: Seneler Neler Öğretir?
  178. 25/11/2007: Marangoz
  179. 22/11/2007: Üç ders...
  180. 22/11/2007: Bir Öykü
  181. 22/11/2007: BAMBU AĞACI
  182. 19/11/2007: Bir düğünün düşündürdükleri...
  183. 19/11/2007: Bir milisaniyenin değeri...
  184. 19/11/2007: Yedi Kutsal Gerçek...
  185. 17/11/2007: Yıldönümü,,,
  186. 17/11/2007: Bugün...
  187. 17/11/2007: Dostları olmalı insanın,
  188. 17/11/2007: Güzel bir şey yap kardeşim
  189. 17/11/2007: Alıntı17/11/2007: Felsefe
  190. 16/11/2007: Yüreğim Üşüyor...
  191. 15/11/2007: Hüzün...
  192. 15/11/2007: Sevgili Yakınlığı
  193. 14/11/2007: Göksel Baktagir ve İstanbul Sâzendeleri
  194. 13/11/2007: Nalıncı Baba
  195. 13/11/2007: Tuvaletçi ; ))
  196. 13/11/2007: Kayıp İlânı
  197. 12/11/2007: Sevgi Üzerine...
  198. 12/11/2007: Sedef Çiçeği
  199. 12/11/2007: Hazan Mevsimi
  200. 12/11/2007: İnci...
  201. 10/11/2007: Dostluk Üzerine Söyleşiler...
  202. 9/11/2007: Vukû Bulanda Hayır Vardır
  203. 9/11/2007: Tasavvuf
  204. 8/11/2007: Dilenci ile Kral
  205. 8/11/2007: Hüzün Sana Yakışmıyor
  206. 8/11/2007: Hayat...
  207. 5/11/2007: Kelebek
  208. 2/11/2007: Teyze...(Günlüğümden)
  209. 1/11/2007: Bağlantı adresi eklemek
  210. Aralık 07 Arşiv
  211. Ruhun Karanlık Gecesi
  212. Ayrılık Sonatı
  213. İnanmıyorum Sevgili Sana Asla...
  214. Kanun hikâyem ve Göksel Baktagir...
  215. Yaşlı Bilge Adam
  216. Dikkat...
  217. Hayatta Kararlar Birer Kibrittir
  218. Dost musun?
  219. Dostları Olmalı İnsanın...
  220. Mutluluk
  221. 1. Arşiv
    2. Ocak 2008
    3. 24/1/2008: Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek
    4. 23/1/2008: Ümit Taşı
    5. 7/1/2008: Duracaksın...
    6. Mart 2008
    7. 29/3/2008: Kurşunkalem..
    8. 27/3/2008: Arıların bir bildiği var
    9. 27/3/2008: Ruh Buluşması
    10. 27/3/2008: Bir bilge bir gün ...
    11. 26/3/2008: Sevgi Kâinatın Mayasında Vardır
    12. 26/3/2008: Yaşam için 13 ifade...
    13. 24/3/2008: 'Dost'lara...
    14. 13/3/2008: Sana neden mail gönderdim, bil bakalım?
    15. 13/3/2008: Bin Misket teorisi
    16. 6/3/2008: KUŞ TÜYÜ ÖĞÜTLER
    17. Nisan 2008
    18. 30/4/2008: İyi Olma Sanatı
    19. 29/4/2008: Mutluhayat' ın blogundan alıntılar
    20. 29/4/2008: Gül Kokusu
    21. 27/4/2008: Başlıksız
    22. 25/4/2008: Sabır
    23. 25/4/2008: Son Yaprak
    24. 25/4/2008: FENA HALDE MUTSUZ ADAM
    25. 25/4/2008: Kendine Yolculuk
    26. 24/4/2008: BENİ GÜZEL HATIRLA
    27. 24/4/2008: KUSURSUZ OLMAK
    28. 24/4/2008: Eğer..
    29. 22/4/2008: Aşk Gazeli
    30. 22/4/2008: Çirkin Ördek Yavrusu
    31. 21/4/2008: Duy şikayet etmede her an bu ney..
    32. 20/4/2008: Susmak...
    33. 17/4/2008: Geçmişten kareler...
    34. 16/4/2008: Anladım...
    35. 16/4/2008: Başlıksız
    36. 14/4/2008: İlk Göz Ağrım...
    37. 14/4/2008: Özlüyorum..
    38. 14/4/2008: Canım...
    39. 12/4/2008: Geçmişe yolculuk ve alıntılar...
    40. 12/4/2008: Dostluk Üzerine maillerden seçmeler...
    41. 12/4/2008: Dost dediğin...
    42. 12/4/2008: DOST
    43. 11/4/2008: HAYAT BIR COCUGA NASIL ANLATILMALI?
    44. 7/4/2008: Bahar ve Gitmek
    45. 7/4/2008: Allahım...
    46. 7/4/2008: HER SEY YETERLI OLSUN...
    47. Mayıs 2008
    48. 31/5/2008: Rüzgâr ile yaprak
    49. 31/5/2008: Günün Sözü
    50. 30/5/2008: Çin Bambu Ağacı
    51. 30/5/2008: Acının uğramadığı ev
    52. 29/5/2008: Hikâye Sever misiniz? : )
    53. 29/5/2008: AH, ŞU BASIT HAYAT!
    54. 29/5/2008: İzler ve insanlar
    55. 28/5/2008: KİŞİLİK MÜZİĞİ
    56. 28/5/2008: O' na..
    57. 24/5/2008: Verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah’ım!!
    58. 24/5/2008: Günün Sözü
    59. 19/5/2008: Yaşamı Özgür Bırak ...
    60. 19/5/2008: Kızılderili ve İki Köpek
    61. 13/5/2008: Baharın Gülleri Açtı..
    62. 13/5/2008: Tıkanıp Kaldığında Hayat..
    63. 12/5/2008: Nilüferler Zamanı...
    64. 12/5/2008: Kalbime dokun...
    65. 12/5/2008: UMUDUN BİTTİĞİ YER HAYATIN BİTTİĞİ YERDİR
    66. 12/5/2008: İki şey..
    67. 12/5/2008: Üç Şey..
    68. 12/5/2008: Yaşam..
    69. 12/5/2008: 8 Güzel Hediye
    70. 12/5/2008: Onları 'Yaşarken' Anlayalım...
    71. 11/5/2008: 'Anne' lere...
    72. 11/5/2008: Masal mı demiştik? : ))
    73. 10/5/2008: Mutluluk Kaynağım
    74. 10/5/2008: Vermek
    75. 10/5/2008: Yaşamı Değiştiren Formül
    76. 9/5/2008: Büyülü Sözcük
    77. 7/5/2008: Akasyalar açarken..
    78. 7/5/2008: Yazabilsem..
    79. 6/5/2008: Kıssadan hisse
    80. 6/5/2008: Emin misin?
    81. 6/5/2008: Öğrendim
    82. 6/5/2008: Sadece Gülümse...
    83. 6/5/2008: Merhaba..
    84. 5/5/2008: Sokrates'ın Konuşma Testi
    85. 5/5/2008: KRAL ve EŞLERİ
    86. 4/5/2008: Nietzsche' den sevgilisi Salome' ye...
    87. 2/5/2008: SEVGİ VE VEFA ÜZERİNE...
    88. 2/5/2008: Rüzgâr ile Yaprak
    89. 2/5/2008: ATEŞLE SU
    90. 2/5/2008: Hayatta Kararlar Birer Kibrittir...
    91. 2/5/2008: Her şeye rağmen hayat güzeldir ...
    92. 2/5/2008: Nuh'un Gemisi
    93. 2/5/2008: Başarıya götüren yedi anahtar:
    94. 1/5/2008: Kim seninle daima?...
    95. 1/5/2008: Eğer..
    96. 1/5/2008: Dua
    97. 1/5/2008: Sevgi
    98. Haziran 2008
    99. 25/6/2008: Blog adresim:
    100. 20/6/2008: Que Sera Sera : )
    101. 16/6/2008: Güçlü olmanın formülü
    102. 16/6/2008: Günün içinden
    103. 15/6/2008: Güzel Sözler...
    104. 13/6/2008: Sevginin mevsimi var mı?
    105. 13/6/2008: Müsait Olunca Beni Severmisin?
    106. 13/6/2008: SEVDİKLERİNİZE AYIRACAĞINIZ ZAMANI ERTELEMEYİN
    107. 13/6/2008: Habib Baba
    108. 13/6/2008: Kelime-i Tevhîd ne demektir?
    109. 12/6/2008: Sığına bileceğiniz Adanız Var mı?
    110. 12/6/2008: Kanun Sevdâsı.. : )
    111. 12/6/2008: Güneş gibi olmak (bilgelikyolu)
    112. 12/6/2008: Sevgi (bilgelik yolu)
    113. 12/6/2008: Findhorn Celselerinden (bilgelikyolu)
    114. 10/6/2008: Hayatın Özü
    115. 8/6/2008: Kedicik...
    116. 8/6/2008: İyi ki Varsınız... : ))
    117. 8/6/2008: YAŞAM İÇİN ÖNERİLER
    118. 6/6/2008: Dost' larıma...(Anı- günlük)
    119. 6/6/2008: 90-10-kuralı
    120. 5/6/2008: Dilenci ve Kral (Seçmelerimden)
    121. 5/6/2008: Mutluluk Bir Yolculuktur
    122. 3/6/2008: Tıkanıp Kaldığında Hayat......
    123. 3/6/2008: Susmak Üstüne (Seçmelerimden)
    124. 3/6/2008: Sevgiye Dair Konuşulamayanlar (Seçmelerimden)
    125. 3/6/2008: Seçmelerimden...Sevgi üzerine
    126. 2/6/2008: Pire Felsefesi
    127. Temmuz 2008
    128. 29/7/2008: Merhaba İstanbul…
    129. 29/7/2
    130. 31/7/2008: Son iki yılın anılarından... (devam)
    131. 008: Mirac Gecesi
    132. 28/7/2008: Burçlar ve Karakter Özellikleri..Koç, Aslan, Başak, Balık, Kova, Yay, İkizler, Boğa
    133. 27/7/2008: Geçen Yaz' dan
    134. 20/7/2008: İçimden geldiğince...
    135. 11/7/2008: Bulutlardan yüce..
    136. 8/7/2008: Kısaca...
    137. 6/7/2008: Bir Süreliğine Hoşça kalın...
    138. 4/7/2008: Nostalji
    139. 3/7/2008: Zaman Tünelinde Kandil Günlerim
    140. Ağustos 2008
    141. 31/8/2008: Başlıksız
    142. 29/8/2008: Kısa-kısa (Günlüğümden)
    143. 21/8/2008: Geçen Yaz' dan (Meryem' le bir gezi)
    144. 19/8/2008: Eylül Esintileri (anı- günlük)
    145. 15/8/2008: Berat Gecesi ve güncel...
    146. 14/8/2008: Sevmek...
    147. 14/8/2008: Mırıldandıklarım...
    148. 14/8/2008: Aşka ve Tercihlere Dair
    149. 12/8/2008: Anlamak
    150. 11/8/2008: Sevginin etkisi (Doğru Yaşam' dan alıntı)
    151. 11/8/2008: Eylül Esintileri...(Anı-günlük)
    152. 11/8/2008: Dua...(Düşünceler-günlük)
    153. 9/8/2008: Külkedisi' nin günlüğünden... : )
    154. 6/8/2008: Korku
    155. 6/8/2008: Bir 'dost' a...
    156. 5/8/2008: Tuzak...
    157. 1/8/2008: Güne Dair..
    158. 1/8/2008: Günlük notlarımdan (Son iki yıla ait)
    159. 1/8/2008: Son iki yılın anılarından...
    160. Eylül 2008
    161. 30/9/2008: Bayramın(M)ız Mubarek Olsun...
    162. 26/9/2008: Dua-4...Başım Dönüyor hazdan... 'Sevgili' m İstanbul' da!... : ))
    163. 24/9/2008: Dua...(Düşünceler-günlük) -2
    164. 24/9/2008: Dua...(Düşünceler-günlük)
    165. 24/9/2008: Kalbime Dokun...
    166. 23/9/2008: Sultanahmet' te İftar...
    167. 23/9/2008: Seçme Sözler ve Yazılar...
    168. 21/9/2008: Sultanahmet' te İftar...
    169. 19/9/2008: Mutluluğun formülü 40 ayette saklı
    170. 19/9/2008: Ümit Yaşar Oğuzcan' dan...
    171. 18/9/2008: Yine hazan mevsimi geldi,,,
    172. 17/9/2008: BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM! ...
    173. 16/9/2008: Yaşamı Sevelim
    174. 15/9/2008: Kelebeğin Hayat Dersi...
    175. 15/9/2008: Portrelerimden: Canan...
    176. 14/9/2008: PORTRELERİMDEN: CANAN
    177. 12/9/2008: Tıkanıp Kaldığında Hayat...... (Cânân' ıma...)
    178. 11/9/2008: Hayata Dönüş...
    179. 11/9/2008: Su, Yolunu Bulur...
    180. 8/9/2008: Burçlar.. anılar...
    181. 2/9/2008: Bir Hayata Dokunmak (Yazışmalarımdan...)
    182. Ekim 2008
    183. 14/10/2008: Yüreğinin götürdüğü yere git...
    184. 12/10/2008: Şükür ve güzel bir öykü...
    185. 9/10/2008: Çok sevdiğim bir öğreti..."Bu da geçer"
    186. 8/10/2008: Bir yorum: Kalbin,Ruhun ve Mutluluğun İlacı
    187. 7/10/2008: Elif' le geçmişe yolculuk-2
    188. 6/10/2008: Elif' le geçmişe yolculuk...
    189. 6/10/2008: Mutlu musunuz?
    190. 3/10/2008: Kına Gecesi ve Düğün...
    191. 1/10/2008: Güncel... Günlüğümden...